NE DÜN NE YARIN, GÜN BUGÜN
Ne biteceği vardır dertlerin ne de iç karartan öfkenin
Oturup yarını umut etmek boşuna Tohumları ekilecektir gayretle geleceğin Sağlamayacaktır bir kar düne darılmalarda. Dindir içindeki hezeyanları, sıkı tut gönlün gemini O ki, fırtınalar estirir deli bir tay Hamleni yapmak için bekleme kahve falını Sana gereken sadece bir ok ve yay. Kimseler koşarak tırmanmadı mutluluk zirvesine Sen buna istersen başarı, gurur de Kalıcı olmayan muştularda arama erdemi Zirvelerden baktığında görürsün kendini. Niçin takılıp duruluş maziye bir türlü anlamam Ömürden kalan zamanı takıntılarla harcamam Feyzini görmek ise dilekler yakın gelecekte Avunmakla gelmez o günler, kolları sıvarım İlk adımı atmaktır esasen, önemli mesele. Kiminde koşulur coşkuyla asude bir hayata Olur ki zirveler gelir önüne,vazgeçme sen asla Hayat vazgeçenlere göre bir zemin değildir Sana gururu yaşatacak olansa, alnındaki terdir. Ulaşırsa insan umurlarının şahikasına Bitmeyecek mücadele, ne yazık ki orada Bir düşmek, bir çıkmaktır hayat ummanı Düştüğünde bilinir insanın gerçek dostları. Gelince yükseklerdeki düzlüğüne hayatın Kapkara bulutlarla da artmayacak efkarın Çünkü sen, bulutun arkasındakini göreceksin Umulur ki hayatın anlamına, özüne erişeceksin. Ne yarındayız ne de geleceği biliriz Halen şimdiki zamanda ve dipdiriyiz Bu günün havasını solumalı, takılmadan geçmişe Doğmalı yarının şafağına hem de asude. Oğuzhan KÜLTE |