SÜRGÜN
Dedilerki toplanın artık gidiyorsunuz.
Bizi vatanımızdan, canımızdan ettiler. Nasıl anlatılırki buna ne diyorsunuz? Hatıradan, geçmişten, anımızdan ettiler. Olmaz dedik haksızlık sizin bu yaptığınız. Kurusun dalınızda meyvanız, yaprağınız. Kast edip canımıza da anlayacağınız, Oluk oluk akıtıp kanımızdan ettiler. Kimseye dokunmazdık sürerdik şu hayatı. Girdiler kanımıza sürenler saltanatı. Daha yer yokmuş gibi es geçip kainatı, Bize güneş, bize ay günümüzden ettiler. Ses etmedi kimseler dağıldık her bir yana. Yokluğu içimizde yaşadık kana kana. Kimi öldü yollarda kimi hasret vatana. Özümüzü sömürdü dinimizden ettiler. Parçalandık velhasıl ellerde hasret kaldı. Herbir şey unutuldu dillerde hasret kaldı. Ahıska türküleri tellerde hasret kaldı. Sürgünde seksen altı binimizden ettiler. Mesut’um gaye neydi, bu kıyım ne içindi? Yandı binlerce yürek, sahipsizlik niçindi? Tüm dünyanın içine bu zulüm nasıl sindi? Hoyrat, alçak gönüller dünümüzden ettiler. Mesut ALTUNKAYNAK Ahıska Türklerinin vatanlarından sürgün edilişleri anısına. 14 Kasım 1944 |