Boyun eğme zulmedene
İnanç denilen, inanmak denilen şey
baştaki gözleri yok bilip, her şeye kalp gözüyle, gönül gözüyle bakmak bir hiçken sana can veren Yaratıcı ’ya hiç görmeden secde etmek değil midir? Baştaki iki göz; kalbi bilmez gönül nedir anlamaz; amma lakin dünyanın makyajlı hilelerini sana harikulade göstermez mi? İnsan denilen varlık; varedilme amacını unutup kalbinden dünyaya ışık saçan vicdanını kimi zaman çıkarlarına, kimi zaman benliğine kurban etmez mi? İş işten geçmeden; o etten ve kemikten bedenin henüz toprağa girmeden benliğin vicdanını tamamen ele geçirmeden haydi eğil, seni hiç ’ten varedene! Canı gönülden eğildiğinde Yaradan ’a kalp gözüyle baktığında O ’na çok şaşıracaksın, çünkü kendini yani, hakikati orada bulacaksın. Sakın ha bir kula, Tanrı yerine koyup eğilme Zulmetse de sana, ocağına incir ağacı dikse de Haksız yere seni zindana atsa da Boyun eğme sakın zulmeden zalimlere! Gözlerinle gördüğüne sakın eğilme O kör gözlerin kandırıyordur seni yine Cahit Fıkırkoca 24.04.2022, Ankara |