Toy Yalnızlıklar.....
Biliyormusun...
hafızasını kazıyıp duruyor zılgıta kesen anılar.. bütün yaralar kabuğuna seni dokuyor upuzun bir gece ağırlığı gözlerim dalıyor ateşin hükmünü çektiği yere.. öyle usul, öyle sessiz, kendi rüzgarında, geceden kalma of larımız koca bir kente sığmazken bu aşk iki avuçluk ütopyamızda bir devrimdi, hasretti, özlemdi, Şiir yüklü gecelerde efkar kokan uzaklıktı... Ay gecede gülüşler düşerdi munzur a Her adımda dağlar kanar dargecitler güz yankılarında boğulurdu. sabah yağmurlarından içerken Toy yalnızlıkları biliyormusun. Fırtınadan kalma Yağmur cürmünde gölgeler koşuşurdu yatağını kaybetmiş Roj vadisine , göğün mavisine. demirde dövülmüşçesine çığlık çığlığa kanama mevsiminde patikalar durmadan ağlardı pencere pervazındaki hazin çiçeklere... selamsız kelamsız kalmış içten içe iklimsiz kentlerde söylenen Devrim şarkılarına Haberin varmı ? Bir yanım çılgın dağ doruğu Bir yanım kıyıya vurmuş ölüm Bir yanım devrim koşusunda Meydan okumanın gülüşünde bir yanım Kavganın ortasında İçimde yakılan bir sevda atesi Sen olmasan , nasıl büyütürüm umudu biliyormusun.. Salma gözlerini uzağıma Bir kavuşma çalıp şu sürgünden Tüm ayrılıklara direnerek, sarılmaya geleceğim gözyaşlarına. kaçırma gözlerimden gülüşünü, bakışını üzerime ser Üşütme beni… onanmaz bir yarasın kanar durursun Tanımlanmamış acıların cümleleri gibi.. dağlıların ay ışığı içtiği yerde biliyormusun..... |