SEN (YAR)
SEN (YAR)
Sen çakır keyf bir gönlün gözü doymaz sahibi. Sen koskoca dünyayı parmağına saran yar. Sen parlak yıldızların en şirin, en naifi. Sen en ulaşılmaza bir adımla varan yar. Sen uçsuz bir alemi varlığıyla kuşatan. Sen çekişen bir canı tek hecede yaşatan. Sen kâh onure eden, kâh sözüyle taş atan. Sen söyle iz bırakan bu kaçıncı yaran yar? Sen gurbet denen yurdun gelmeyen gurbetçisi. Sen yitik bir muradın kadrolu o bekçisi. Sen kıyım yıllarımın işçisi, emekçisi. Sen bir bir dallarımı insafsızca kıran yar. Sen kesişen yollarda hep ters yön işaretim. Sen koştukça azalan, tükenen şu gayretim. Sen sabrına hayranım dediğim tek hayretim. Sen yorgun düşmüş gönlü daha fazla yoran yar. Sen bir damla yaş ile ummana dönen gözüm. Sen şiirdeki mısram, dilimdeki her sözüm. Sen matem-atikteki işleme hasret çözüm. Sen kara tahtamdaki baş köşemde duran yar. Sen ilham perimdeki yüreğime değen ok. Sen yok isen velhasıl, yazıkki şiir de yok. Sen Mesut’ta var olan çoktan da daha da çok, Sen yüce bir dağdaki esen tipi, boran yar. Mesut ALTUNKAYNAK |