2
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
324
Okunma
giderek büyüyen bir açıyla
ürkek dağlar yol alıyordu geceye
ki tepeden tırnağa siyaha giyinmiş
bir kadının kahkaha aralığından
sızıverip
dağlı çocuk düşlerine
geceyle anlaşmaktaydılar
kurulan salı pazarında satıcının
dört tanesi üç milyona giden baksırlardan
ettiği kar
sabah içtimasında
alay komutanına doğru
ürkek ve tedirgin adımlarla
ilerleyen tabur komutanının atan kalbi
cuma vaazında
mahalle imamının
ey cemaatle başlayan
bileşik cümlelerinin
dinlermiş gibi görünüp
dinlenmeyen gözlerde bıraktığı izler
ve cemeaatin haklısın yüz ifadeleri
geceyi parsellemekteydiler
siyaha giyinmiş kadının
iri boncuklardan örülmüş kolyesinin çıkarttığı
şuh sesler
devralıyordu tekrar geceyi
tabur komutanı bir adım daha yaklaşıp
esas duruşunu gösteriyordu
titreyen elleriyle
alay komutanına
’Esselamü aleyküm verahmetullah’
diyen mahalle imamı
sol omuz hizasından
sağ ayak baş parmağını bükemeyen
uzun favorili genci süzüyordu
usulca ve çaktırmadan
beş tanesi üç milyona düşen son baksırları
utangaç bir genç kız
sormadan alıyordu
siyah bir poşetin içinde
ve kimseye göstermeden
günü bitirmiş olmanın verdiği sevinçle
daha bir hızlı topluyordu pazarcı
on üç yerinde yama olan çadırını
tabur komutanı
derin bir nefes alıp
’ileri bak’ diyordu
gürleşen bir edayla
emrindeki tüm askerlere
ayağını öyle basmamalıydın diyordu
cumayı bitiren mahalle imamı
ağarmış sakallarını sıvazlayarak
utancından yüzü kaskatı olmuş gence
siyaha giyinmiş kadının
fotojenik bir slüeti kalıyordu geriye
ve yatağa düşen gözleri
gece burada tükeniyordu
5.0
100% (6)