GECE YARISI BULUŞMALARIAsıl amaç toplanmaktı bir masa etrafında, dostlarla şöyle güzelinden bir gönül eğlendirmek için. Fakat gerekliydi bu işe bir vesile. Buldular da sonunda, dediler gelin bir toplantı yapıp değerlendirelim dünyanın şu kötü gidişini. Akılları sıra dünyaya çeki düzen vereceklerdi. Oysaki o günün stresini atmaktı amaç birkaç şişe şarapla, Dünyayı kurtarmakta bahanesiydi. Dediler dünyaya bir şeyler oldu son günlerde, acaba söylendiği gibi çivisimi çıktı, yoksa biz gerçekten kıyamet ortasındamıyız. Hani zaman olur insan sahilde yürüdüğünü sanırda birden bire azgın dalgalara kapılırya, İşte onun gibi bir şeydi. Yığıldı şişeler masaya ve kadehler kalktı boşmu yoksa dolumu olduğu belli olmayan laflar arasında. Olduğunda gecenin bir yarısı şişeler yorgun düşmeye başladı, tıpkı yorgun beyinlerin aşınıp artık işlemez hale geldiği gibi. Bu arada dünyaya ayrılan reçete sonuna gelmişti, ha kurtuldu ha kurtulacak. Derken herkes çakır keyif, bıraktılar dünyayı sorunlarıyla bir kenara, Sen mahzun ben mahzun dercesine. Bedenler ağırlaştı, tıpkı zehirli yılandan kurtulmaya çalışan antilop misali. Oysaki yudumlamıştı ölüm kadehinden bir damla zehir, Kendisini bilinmezler diyarına ulaştıracak olan. Olduğunda gecenin bir yarısı bir kamera çıktı ortaya, Dedi alıp götüreyim şu kahinleri zaman ötesine de alsın herkes boyunun ölçüsünü. O anda kimi gülümsedi kimide ciddileşti. Fakat kaptı kamera gözleri kamaştıran ışık parıltısıyla, Unutulan dünyanın yorgun mühendislerini. Masada boş şişeler, kırık bir sandalyede unutulan dünya ve günün stresini atan yorgun bedenler, Buluştular aynı zaman diliminde. Gecenin bir yarsı, Akrebin yelkovanla buluştuğu, rakamların 02, de çakıştığı bir anda. Ve geceden geriye hatıra bir resim kaldı. Zaman ötesi mühendislerinin anı defterinde yer almak üzere. Ve böylece kocccaman dünyadan basit bir gün daha devrilmiş oldu. Buda az bir kazanç sayılmazdı. Çünkü her zaman iki kere iki dört etmez, Zaman olur bir, milyonla boy ölçüşmeye kalkışır. |