Haziran'da Ilık Bir Akşamüstü
Güneşin batışı nasılda benziyor gidişine ve sonra gözlerin,
Bakışları yıkılmış yüreğin, buğulu sesine ve sonra sözlerin, Karanlığı aydınlatmış kızıl bir lamba, gözlerimde yüzün, Onca kelime arasında kaybolmuş, geçmişten bir hüzün. Susmak da zor ahirim, binlerce ses varken kulaklarımda, Senle müşerref olmak vardı, kanat çırpan kuşlar arasında, Işıksız bedenin bir angarya, bakışların bir kuş masumiyeti, Biraz eksik ya da kırılmış, derin dalgalı kaptansız bir derya. Bazen, buğulu camlara yazılmış, başka dudaklarda adın, Bazen de ufukta bekleyen yüreği ateş, yalnız bir kadın, Yağmur oldun bazen, bir gözyaşı misali usulca yağdın, Gülünce ferahlatan yüzün vardı, birde sayısız umutların. Haziran da ılık bir akşamüstü, rüzgâr vurur alır izlerini, İçimde bin bir düşünce, yokluğun telaffuz eder ismini, Hasret çöllerini aşıp gelsen, Ferhat olup dağ delsen de, Kader, soğuk nefesi ensende ve her daim yapar işini. Kadir ERCİK |