Platonik Ölümler (IV) Platonik Bir Ölümdür Yaşam
Elleri soğuk adamlar geçer,
gözleri matem ambarlarına benzeyen kadınların ömründen Şakağına ayaz vurmuş kuşların donuk bakışları arasından sarımtırak bir bahara doğru upuzun bir kış gibi Bir yorgunluk kahvesi eşliğinde Acılarına kan kurusu bir inatla tutunmuş adamlar vardır Yüreklerine dizilmiş gam dağları arasından göğe doğru yükselen kaç keşke geçer Boşluğa düşen bakışlarında bir matem büyütür insan Boynunda hayallerinde olmayan anıların vebaliyle Soylu yosmalardan dul bırakılır bir lanet... Daha buluğa ermemiş gülüşlerde ihanet Kaç yemin bozar bir bedduayı Arınmak için kaç tövbe geçer... Hep yanmaya talip olan pervanenin vuslatı bir mumun cehennemidir Oysa en acıklı ezgiler güftelerine hazan dokunmuş şarkılar eşliğinde efkâreye tutulmuş rüzgârın feryadından geçer Sevilip sevilmemenin kıskacında yaprakları koparılmış papatyanın yazgısıdır yalnızlık. Her kopuşta kaç ayrılık, her ayrılıkta kaç ihtimal vardır O yüzden aynı acıyla aynı yerden vurulmuş, aynı yerden ayrı zamanlarda nice sevgililer geçer Yabancı bir tanıktır ıstırap... Burçlarını göğe doğru yükseltmiş şehrin gürültüsünü yararak, bir siren sesi eşliğinde karanlığın böğründen nice acılar geçer Kumdan kalelerin ardında siper edilmiş umutlar vardır Büyük acılar bilen, lakin lügatinde ağır küfürler birikmemiş Hüviyetine kan bulaşmış insanlığın cenazesini kaldırmak için ölü ruhların arasından geçer Üfleyince geçmeyen acılar olur En mahrem gizlerin döküldüğü müphemlere sakladığınız Belki uyuyunca geçer diye gün doğumuna doğru dalarsınız Uyandığınızda kaldığı yerden geçer Bir kıskançlık falı hatırına çekilmiş yudumlar olur. Sessizliğin gürültüsü duyulur çın çın Hayaletleri bir heybet sarar... Duvarların ardında iblisi bir hisle yontulmuş, fısıltı tonunda başsız başsız fikirler geçer. *** Artık son görevdir bu; Kuyulara atılmak için omuzlara yükseltilmiş, yıllarca yokuşlarını sırtladığı yaşamın kıyısından yanık feryatlar eşliğinde sessizce bir insan geçer… |
yaprakları koparılmış papatyanın yazgısıdır yalnızlık.
Her kopuşta kaç ayrılık, her ayrılıkta kaç ihtimal vardır
O yüzden aynı acıyla aynı yerden vurulmuş,
aynı yerden ayrı zamanlarda nice sevgililer geçer
Şiirin her satırı ayrı bir derinliğe sahip, duygular bu derinliğin içinden teğet geçemez. Herkesin yaralarına özdeş.
Güzel yüreği kutlarım