Zenginin Sofrası, Yoksulun Şükrü Bol OlurHer kağıda bir şeyler yazılır; hem yazılır, hem bozulur Kiminin cümleleri sevinçten kahkahalar atar Şen-şakraktır hayat, yüksekten bakar Kiminin tümcesinde keder dans eder Yürek buruktur, öksüz ve yetimlik iç yakar Bir de yoksulluk eklenince, dertler ruhunda döllenir... Kiminin değirmenine uzaktan, çok uzaklardan doğudan, batından, kuzeyden, güneyden buğday taşınır Un-ufak olur, tane tane pirinç, bulgur, renk renk besin olur Taşlar arasında, arka fonda müzik çalar, keyifler yerinde Sofra bezenir, karınlar doyar ama gözler aç Hala yiyecek bir şeyler aranır “tok açın halinden ne anlar”... Kiminin sofrasında ekmeksiz, yemeksiz bir hayat Bal olur, huzur olur, şenlik olur Karınları doymasa da gözleri tok, şükürleri bol olur Masada kalanlar kurda-kuşa yem olur Belki de çıplak ayaklı, paltosuz, karnı aç Yuvasız çocuklara, bayram değil zehir olur Bir gecelik tokluk, olsa olsa zengin-yoksul farkı için iyi bir fikir olur... Görmeyenler, duymayanlar gerçekle buluşur Ve gerçekle yüzleşen hayat yine eskide, yine olduğu yerde kalır Zengin yine zengindir, yoksul ise hem yetim, hem öksüzdür... Rukiye Çelik 14 Mart 2022 |
Gönül ve göz tokluğudur aslolan. Fiziksel açlığın bir çaresi vardır ama diğeri kronik ölümcül hastalık. Teşekkürler paylaşıma değerli şairim. Yürek sesiniz var olsun. Selam ve sevgiyle.