Beyaz Müzik
Müzik vakittir!
Ve Hiçbir vaktin İlk ve son diye bir yaratılışı olmamıştı... Hiçbir hikaye tamamlanmamıştı. Sorun yarım bırakılmakta değildi Mühim olan aralarda biyerde doğru bir şekilde kaybolmaktı En zor olanı buydu belkide kaderde Çünkü var olmayı herkes başardı Her fani Ya kaybolmayı! Sınır çizenler olacaktı bu mutlakiyette elbet Elde BEYAZ bir tebeşir misali Meta edenler randımanlı duygularını... Devinimi sevmeyenler suçlayacaktı acımasızca İşleyişine uymayan her nevarsa ederde Yinede Doğum onlar adına gün ışı gibi saf bir başlangıçken Ölüm iç karartan bir son olamazdı! Anılar hiç böylesi bir çöplüğe layık olur muydu? Sahi Acıların ne anlamı kalırdı ozaman Mutlu bir tebessümün verdiği hazzı Neden yaşamıştı ki o vakitlerde! Diline kuşanan sözcüklerin arkasına nasıl da saklanırdı insan! Kaybolmayı asla hak görmüyordu kendine Yediremiyordu küçük ihsanı Görünür kılınmaktı dinmeyen arzusu Hiç bitmeyen meraklı sahte gözlerde Bitemezdi asla Çalınması gerekti değeri daima Hoş melodilerle Bu yüzdendi Azar azar yaş aldı ömür elden Bir göz açıp kapayana kadar bedelini... Ne doğum iyi bir başlangıçtı ne ölüm acı bir son! Anlam ise tüm çıplaklığıyla aralarda biyerde... Koskoca şehirlerde bazen Ücra köşelerde Yığılmalarında ışıkların/tozların/vurgunların Terkedişlerinde... Bir aşkın hükmedişinde yüreğine Saklanan avcunun farkedilişlerinde Sığmıyordu yaşamak Söylenemiyordu bu denli sözler Bu şarkılar Kağıtlara sığmıyordu bu resimler Birikenlerin tartısına erilmiyordu Dirilmiyordu bir aynısı Herkesi farklı kılanın tabirine mahsur kılınmıyordu Belki buyüzden Büyük büyük açmayı başaramıyordu papatyalar! Ne geç kalan geç kalırdı bu bedende Ne mahsur kalan esir! Kaçmayı denemeyen korkak mıydı oysaki? Ya varan başarmışmıydı tüm asiliğiyle o muhteşem zirveye çıkmayı! ... İlk ve son diye birşey yoktur! İlki yoktu mesela baharın Sonu yoktu! Ne ilki yaşandı sevdanın ne sonu Her ilk kendine mahsustu her son gibi Lakin yinede İlke ve sona muhtaç kalan insan olmuştur. Mola vermeyi kendine vücut bulmuştu Direnemiyordu zamana Renkler ki soluyordu çabuk Dünya ki dönüyordu hızlı Kırışıyordu ansızın alın Çatışıyordu sürgün sözlere Silinmeyi satır satır Kaliteli bir silgi misali Nasılda hoş görürdü bendine Yoksa nasıl unuturdu Kim olurdu o kadar sabırlı ve zeki Kim taşırdı pas hayatın zerrelerce yükünü Ve Yarışırdı tümüyle İlahlan Yüce dinin peygamberi bile ermek istemişken arşa Kaybolmalar artık o kadarda yavan gelmezdi hayatı başka telden çalanlara... |