GÜL YÜREKLİYE MEKTUP
Sevgili Şair Dr. Ayşegül Atmaca ablama ithaftır
Seni nasıl anlatsam, Hangi reçeteye sığar bu destan Hangi kalemde dile gelir bu sonsuz umman Bir sigara dumanında dağılır efkârın tozlu kokusu Ben dostluğu çekerim ciğerlerime Soluksuz kaldığım kalabalığın sahipsizliğinde Mevsim bahara çeyrek var. Bir gülün doğumuna şahit olur Süphan Van gölü gülümser mavi yüzüyle Tatvan uyanır penceresine doğan güneşle Malatya’da kayısı dalları açar Ben türkümü söylerim Arguvan dağlarındaki çiçeklere Sonra bir gül büyür deniz mavisi ufuklarda Sesim poyraz olur ulaşır İzmir’in akşamlarına Ve kuşanırken hasret, en soylu kılıcını Şimdi uyanmak vaktidir, şafağın kızıl gülüşüne Dostluğun kalkan olur güllerin dikenine Almila’nın yeşil gözleri İşbara’nın dizlerinde açar Bir börteçine haykırır gecenin mavisinde Dolunay doğarken Tanrıdağ üzerinde Çankaya yokuşunda başbuğum gibi Ergenekon’dan çıkar gibi gelirsin, Nefesinde ağdalı diller şiir olur çağlar. Yaralı yalnızlığımı sarar sevgi dolu yüreğin Hey! Asena, Selenga ırmağının yorgun vadisinde açan gül Sesinde akşamların çığlığı susar Ben seni dinlerim Orkun Nehri serinliğinde Kendimden geçerim Şarkı, bir bestecinin kanayan kemanının telinde Şiir, gülneva kokulu o gül nefesinde hayat bulur Ve beyaz elbisene bir gülün hüzzamlı yaprağı düşer. Gülün yaprağına hasreti bir ömür sürer. Anlarım ki gül, ömrü uzatır Anlarım ki gül, senin yüreğinin adıdır. Vefa senin tebessüm kokan kalbinden gelir. Beni bağışla! Ben seni anlatamam Suskun kalır ilk defa şiir Suskun kalır ilk defa şair Kalem susar, ağma olur dizeler Şair yüreğiyle yürümesini öğrenir Kâğıttan gemilerle umudun Kaf dağlarına yürür Kanasa da aldırmaz ayakları Çünkü bildiği tek şey; Düşse de onu kaldıracak dostu, Gül ablasıdır… 15 08 2008 Hüseyin Özbay |