Ne pencerem ne de kapım açıktı
Tanımaz, bilmezdim; eldi namıssız
Dün sabah aniden karşıma çıktı
Elinde listeyle geldi namıssız

Bedeni ovaldi, her yanı ezik
Kötü niyetini çakmamıştık ilk
Bakışı dostçaydı, hitabı nazik
Sanırsın bi damla baldı namıssız

Listenin başında oğlumun adı
Hanımı sorunca bastım feryadı
Anladım ne derdi neydi maksadı
Terimi silerken güldü namıssız

Es geçecek sandım küçük yavrumu
Cevapsız bıraktı en zor sorumu
"Şair kim" deyince çaktım durumu
Kaçmaya kalmadan daldı namıssız

Ne döner bıçağı, ne de bir kama
Üstümde bi atlet bi de pijama
Bana kalsa idi vermezdim ama
İfademi zorla aldı namıssız

Burnumdan girince az sendeledim
Mindere serince biraz meledim
Bir ara saçını yolayım dedim
Boş kaldı ellerim; keldi namıssız

Gözümü yaşarttı içten ilgisi
Hal hatır sorması... eşsiz sevgisi
Hele de fizik, tıp, kimya bilgisi
Saklı ciğerimi buldu namıssız

Dilimi yutmuştum; oydu hep öten
Bembeyaz olmuştu yüzümdeki ten
Üç kuruşluk neşem kalmıştı zaten
Onu da kalbimden çaldı namıssız

Ne böyle dert gördüm ne böyle sülük
Eklemlerim haşat, her yanım çürük
Anbean artınca nezle, öksürük
Beni korkulara saldı namıssız

Hüsranla biterken bu can savaşım
Yetişti imdada antikor, aşım
Direncim artınca, çatıldı kaşım
Morardı suratı; soldu namıssız

Üç beş ay içinde beklenirken son
Deltanın peşinden geldi omikron
Biden, Sisi gibi; veyahut Makron
Başımıza bela; döldü namıssız

Söz konusu canken bakıp fiyata
Aşıya düşmanlık büyük bir hata
Zira gördü gözüm; sanki âdeta
Zincirden boşalmış seldi namıssız

Allah’tan; tedbire demeyip acı
Hallettim önceden her ihtiyacı
İlave olarak bastım ilacı
Ya yaralı ya da öldü namıssız

Mecit Aktürk