öğütnâz
~babalarının/annelerinin nazlı kızlarına
çeyrek bir ürkeklikle hayata tutunduğun bu günlerde yanağında bilmezden gelmenin yalın cesareti tecrübesizliğin tramvayı ikimiz için de gürültülüdür ellerini uzatmaktan çekinmemelisin hayal evrenine yerine oturan omuz çıkığı, daha az acı verir belki onurlu olmaktan yüksünmemelisin bilmelisin, iyilik de gül kokusu gibi istila edicidir iltica edicidir sahicilikler bulutsu bir yüreğe artık büyüyorsun , yaşınla orantılı uzaklaşıyorsun öğütlerimden, bitki örtüm gibisin nasıl bir şiir söylenir şöyle ellerinden bir gül bahçesi , bir bahçe gülü saçların lavanta koksun hep isterim , (baba olmanın zaafı sanırım) üzülmek zaten kabullenişim,umut etmek gibi ekmek gibi us bahçene evrensel kaygıları kutsaldır kaygılarım, beni anlamalısın iyilik de sahicilik gibi iltica edicidir gül kokusunun istila ettiği kentlere yarım kalan şiirlerin sevinçleri taç olsun saçlarına ve bir yerlerde evrensel kaygıların çıkarsız kuyulandığı bulutsu yürekli tüm kız çocuklarının saçlarına yağmurun ıslaklığı gibi değil ağlamak ıslaklığı dokunan bitki örtülerine, gül bahçelerine ve bahçedeki güllere öğüdüm gibi içten olmayacaktır bilgiçlikleri başkalarının zaafım diyebilirsin , kaygım , yaşlandıkça çocuklaşmam hatırlatayım tekrar unutmaman gerekeni gül kokusu da sahicilik gibi istila edicidir iyiliğin iltica ettiği,sahici kentlerdeki bulutsu yürekleri tamam sustum,sustuğu gibi babamın susuşum, senin susmalarına istinad duvarı bu öğüdü duyumsamalısın gül kokusunun,sahiciliğin ve iyiliğin gövdene iltica edişinin her yıldönümünde Farzımuhal |