O Mutlu Kapı
pardösüm yeni ve güzeldi üşümüyordum
bir köprüyü geçmiştim yanları ıssız ve salya sümük ağladığımı bilen bir yağmura karışıyorum geniş paçaları apoletleri ve rütbeleriyle el edince kaçışan korkaklığımı hangi çatının altına iliştirsem her köşede bir ihbarcı beliriyor onlara bahçedeki taze soğanlardan kızların lalelere bakıp kızarmasından bu işin bulutları alakadar etmediğine kadar harikulade sözler bayıldım nafile yine de bulup beni oracıkta darp ettiler halbuki ben devrimci miydim hayır zalim bir faşist asla evren üstü bir paylaşımı destekliyordum ceza muhasebesinde karşılığı olmayan çocuk kalbim kırıldı bir kere iyide oldu kendimi yaraladım ilerlettim ellerimi sonsuzluğun büyüsüne o mutlu kapıyı araladım. |