Üzerimde İliği Erimiş Bir Eyvah Kaldı
Dilime küstü hece…
Gökyüzünde uçuşan neyse Küstü bu gece Çüştü Çürümüştü Yırtıldı uçurum Kustu eski gıramofondan taş plakların aşk şarkısı Kim bilir ki Vaktin geldiğini Kim Kim Duvarına asılı uyuyan asma salkımı siyah şarabın tadını Neyzen mi.? Ömer hayam mı. Gökyüzünün damağında hayat tarandı Gün boyandı Oda boyandı Dahası bir garip insanlık hala uyanmadı Gözlerimden dökülür yıldızlar ölüsü Su uyudu Ay tarandı Çayımda şekerimsin şarkısı Nefesimde tükenecek birazdan gül kurusu Tenimi soluyan rüzgar Öylece üşümeye daldı Bir çığlıktır Bir başkaldırı Dağlar kızı reyhan şarkısı Memleketim diyen deniz gözlü aşkın sancısı Hey gidi koca NAZIM der de ağlar deryalar yıldızı Çınar NAZIMI sorar Bilmezler ki o çoktan vatanda çınar altındaydı Öylece ayın yüzüne bakar Geceyi aydınlatırdı Bağrında memleketim şarkısı… Kudurmuş bir ateş ki Ucunda sevginin göz yaşından buse Sesinden çalkalanırdı deniz Dişlerin çarkıydı pensesi Ve bakışlarından hep bir ay doğardı Gönüllerin o harlı haline Duruldu Vuruldu Kalpten dökülen sevgi Ve buza hapsedildi gönül kapısında üşüyen yumurtalık sabaha Sarıp,sarmalanmayan o uykusuzlukta Ölümcül vuruşların kar beyazı Ve vuruştu can,canla Kan ,kanla Oysa kar hep beyazdı siyah kara Üzerimde iliği erimiş bir eyvah Ucu sönmüş bir kandil Dalında üşüyen mendilim kaldı Tas tarak Kap,kacak Kalakaldı öylece dargın ve uykulu akşama Ve dilinde öylece ölgün Öylece sürgündü mevsim bahardı O son dem Son söylenemeyen söz Ayaklarını bulamayan gül Goncaydı .. Yüzüme bakma öyle yırtık hüzünle Hiç bir dilde tanımlanamayan şu çığlık Takılıp bir kandilde Çocukluğum uçurtmalarında kızıl Çatlayıp,dağıldı Eteğinin ucunda buse Alın yazısında karaydı Adı bende saklı Yeni yetme bir kızın edasında şakaydı İnadına yaşama dağıldı Oysa yanında güneş solgun Ay üzgün üşür Yıldızlar kayardı Ve yaşamdan uzak Ayıptı Günahtı Kim bilir kaçıncı yüz yıla orgazmlar sağar Hangi siyaha dalar,dalar ağlardı Oysa anaydı… Alnımda inceden bir altın alaydı Kemiğimden damladı iliğim Firardı…. kamil söylemez |
Dilime küstü hece…
Gökyüzünde uçuşan neyse
Küstü bu gece
Çüştü
Çürümüştü
Yırtıldı uçurum
Kustu eski gıramofondan taş plakların aşk şarkısı
Kim bilir ki
Vaktin geldiğini
Kim
Kim
Duvarına asılı uyuyan asma salkımı siyah şarabın tadını
Neyzen mi.?
Ömer hayam mı.
Gökyüzünün damağında hayat tarandı
Gün boyandı
Oda boyandı
Dahası bir garip insanlık hala uyanmadı
Kutlarım can çok güzeldi.