asla sonbahar değil
bu tükenmiş sayhalar sararken solgun göğü
tablolardan yansıyan renkler vişne çürüğü derin bir sessizliği dinleyen odalarda bir damla gözyaşına asılı vedalarda tabiatın hatrına seyrettiğim mavilik saplanan mermilerle yüreğim delik deşik görmekti ulvilikte sonbaharın dansını şimdi tutuyor kimler vadilerin yasını sanki hayaletlerin kahkaha attığı dem korkuyla yaşamaksa ölümden kaçmak madem bir kar aydınlığında beyaza bürünmüş gök çam ağacı kestane hüzünlü yapraklar dök bu bozgun saatlerden denize kadar koşmak dalgınlığın romanı bir anlamsa yaşamak bu utancı taşımak yeryüzü cennetinde unutmuş kuşlar göçü hayatın minnetinde nedim demirbaş 17 kasım salı 2020 |