şimdi sonbahar iklimi uzak tepelerde kar içimde efkar eriyor savrulmuş , masa üstünden şiirlerim kulağımda bir memleket türküsü
çiçekler camların önünde tekrar kıvrılıyor güneş şehrin çehresi değişiyor taş duvarlarda. bir turna uçuyor ufuk çizgisinde
yusuf kokusu içimde kaç senelik mesele kaç evvel , kaç ahir yıl bu yüzden sadece
öfke ve isyanlar tüketiyorum hiç istifimi bozmadan dile kolay yıllarca kalbim ve beynim onlarla kaplanmış. öyle bir kaç saatlik yolculukta hepsi tükenip gidiyor bir yığın ses ve kalabalıkla beraber.
esir düşen hislerimi vagonlar taşıyor şuurumun peronları boşalıyor aç susuz bitmez denilen gece bitiyor gün doğmak üzere umuda dönüşüyor fecir gün görmemiş hayaller ile
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
tükenip gidiyor bir yığın ses şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
tükenip gidiyor bir yığın ses şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
en güzel şiirlerin en derin hislerden yola çıkarak kalemin ucuna kadar ulaştığını biliyoruz.
zira; sağlam bir şiire gidilen yolda çekilen çile de kutsaldır...
"içimde efkâr eriyor"
gibi hoş ifadeler de barındıran yerlere de rastlamak mümkün şiirin içerisinde. defterde gerek Erhan Fucucu gibi isimler olsun gerek Ferhad Gülsün gibi isimler aslında bize şiirin asıl dünyasının şiirin asil duruşunun en soyut halini gösteren siz veya sizin gibi değerleri şairlerdir.
"yusuf kokusu içimde kaç senelik mesele kaç evvel , kaç ahir yıl"
yusufu telmih eden bir dizeyle bizi şiirin derinliğine götüren bir zaman kavramı. aslında bu tırnakladığım pasaj şiirin en can alıcı kısmıydı diyebilirim benim için.
daha sonra öfke ve isyanı yıllarca kalbin ve beynin içinde yıllarca yosun tutarcasına yer tutmuş... soyut olan ne varsa çabuk erimiyor içimizde oysa somut olan kafamızı dağıtmak bir yolculuk bir yere gitmek... ama yine de başarmak zordur yılların biriktirdiğini saatlere sığdırabilmek.
sonra yepyeni taptaze bir umutla yola çıkıp hayatın oltasına ne takılırsa şairin de nasibidir aslında düş denizinden payına düşen.
Fatih Bey Kardeşim; Şiir tahliliniz için çok teşekkür ederim. Vakit ayırıp onca emek sarf etmişsiniz. Emeğinize ve gönlünüze sağlık. Allah razı olsun. En güzel günler temennisiyle Allah'a emanet olun. Selam ve hürmetlerimle
en güzel şiirlerin en derin hislerden yola çıkarak kalemin ucuna kadar ulaştığını biliyoruz.
zira; sağlam bir şiire gidilen yolda çekilen çile de kutsaldır...
"içimde efkâr eriyor"
gibi hoş ifadeler de barındıran yerlere de rastlamak mümkün şiirin içerisinde. defterde gerek Erhan Fucucu gibi isimler olsun gerek Ferhad Gülsün gibi isimler aslında bize şiirin asıl dünyasının şiirin asil duruşunun en soyut halini gösteren siz veya sizin gibi değerleri şairlerdir.
"yusuf kokusu içimde
kaç senelik mesele
kaç evvel , kaç ahir yıl"
yusufu telmih eden bir dizeyle bizi şiirin derinliğine götüren bir zaman kavramı. aslında bu tırnakladığım pasaj şiirin en can alıcı kısmıydı diyebilirim benim için.
daha sonra
öfke ve isyanı yıllarca
kalbin ve beynin içinde yıllarca yosun tutarcasına
yer tutmuş...
soyut olan ne varsa çabuk erimiyor içimizde oysa
somut olan kafamızı dağıtmak bir yolculuk bir yere gitmek... ama yine de başarmak zordur yılların biriktirdiğini saatlere sığdırabilmek.
sonra
yepyeni taptaze bir umutla yola çıkıp
hayatın oltasına ne takılırsa şairin de nasibidir aslında düş denizinden payına düşen.
emeğe çokça saygı ile