Dağ Yolu
hava yangın yağmur vesaire
karşılıklı olması gerekirken uykumda merdivenleri çıkıyormuşum sonra üstünde yuvarlağı olan çatılı ev söyle bakalım rahat mı oturduğun yer halılara bakıp ne düşünüyorsun son zamanlarda perdeyi aralayıp baktın mı bana sesini verirsen sokağı gösterebilirim sana ve denize doğru inen yokuşun mavi çığlığını eskiden böyle olmazdı bir çok şey bir çok şeyin arkasından koşarak yeni bulutlar göstereceğini unutup uyandığı yerin yeşilliğini söze karıştırırdı dağ yolunu dört ayaklı makine ile tırmanıyorum düştükçe azalıyor korkularım tam dere boyu olmuşken aynı selamlaşıp yüzümü ıslatıyorum seninle sen kimsin bilmiyorum açıkçası merak edenler için daha net kaldırım taşlarını yürürken hissedenlere kenarı apartmanlarla oyalı yaz akşamlarını ve canım ve sevincim ıslıklı ezanlar içinde durdurup hayatı duyacaklarımı düşünüyorum. |