DİLHANŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “Ülkemin; sosyo-politik, psiko-sosyal ve felsefi görünümü, şiirle nasıl yansıtılabilir,” sorusuyla başlayan masum bir tasarının çocuğudur Dilhan.
’Uzan Dilhan şöyle dizimin dibinde Memleketimin mavi sabahından özet geçeyim’ dizesi, bini aşkın dizenin hareket motorudur.
(Not: Şiir, 1100 dize, elli bir birim, 51 sayfadan oluşur... Bunlar şiir arasından seçilmiş birimlerdir... Gerisi kitap yayımlandığında...
DİLHAN Uzan Dilhan şöyle dizimin dibinde Memleketimin mavi sabahından özet geçeyim Öyle tekdüze değil öykü; gazetelerden okunduğu gibi Coğrafyalar köprüsü; hava, deniz dört mevsim Uzamı güneş kültünden, felsefesi insan özünden Hamuru, canhıraş karılmış kan öyküsünden Aç uyumuş analar, oyunsuz büyümüş kız kızan Bin çapanoğlu hışmına uğramış karalar ki her bir karışın örtüsü, oğul gönünden. xxxxx Şiir, düşüncenin uzamı kadardır Dilhan Olmaz öyle dil yarmakla, söz gevelemekle Ne söylediğin değil önemli olan Nasıl bir resimdir ortaya konan. Akarsuyudur bir memleketin akarsuyu Ne kadar acılıysa o kadar çoşkun akan. Kim ne derse desin, bakma sen sağa sola Dilhan Sanat ufkundan sağılır Yaslanalım şöyle katran koyusu yükümüzle deltaların humuslu rahmine Döndürelim evine şiiri Uykuya daldığı o, gümrah sabahtan… Barbarizmi atalım bir yana bugün Gel biz gerçeği, us kaşıyıcı resmiyle çizelim kor yüreklere Öyle bir çizelim ki anadan üryan (.....) Karalanmış bir kere Dilhan ruhunun tonozları Temize çeksek bile izi kalır kubbelerde, çimlenir. Şık elbiseler giydirilmiş ahu gözlü yanılgılara Makam sarhoşluğuna sığınmış Ismarlama yetki, Uydu taşeronlara Kehribar dizeler kondursak anlam yavan demlenir. Nasıl bir bağlaşmanın içindeyiz, derimi yüzüyor Uygarlık tezgâha düşmüş pazar güzeli… Felsefenin kirini süzdüren kadim kültür Çaldıkça okul zillerini pırıl pırıl gözlere Göğsüme yükselen sıtmalı bir küre ki Genetik hırkalı ulema meseli… (...) Eğreti durur demokrasi kılıfı, mistik sözlerde Özgürlükten yana tarafsız, susmaksa huzur anıtı Kavramları soyundurmuş anlamdan, utku göreceli Kinden, nefretten yağ çıkarılan hayta günlerde Rüzgâr yönüne keser sallayan baş kâhyalar bizim. Ne menemdir yardakçılık, prof salyalarıyla gönenir Tanrıya kulluğu anlarım da kula kulluk bana ters Dilhan Öyle günler ki aklın kendini boynuzladığı kaygılı bir dilim Hedef, hak ettiğin değil; kimin hak bağışlayacağı; Sırçası dökülmüş bir heyulada didişme nöbeti bizim. Ne zaman gelecek aklımız başa, geç de olsa gelsin derim Kaçacak yerimiz yok, çokkabazlara sırtımızı vermeyelim Yer-gök-deniz varsın yıkılsın, usu çalınmış bu çocuklar bizim. (....) |
"Uzan Dilhan şöyle dizimin dibinde
Memleketimin mavi sabahından özet geçeyim"
Ne samimi bir giriş ve oldukça da isabetli oturmuş şiirin ruhunda.
Dizeler adeta, memleketimizin bugünkü kaotik tablosunun "hayat hikayesi"ydi.
Dokunaklı, duyarlı ve tembelleşmiş hafızayı uyarak perspektif edinmeye teşvik eden nitelikteydi...
Gerekli böyle kaliteli ve içerikli şiirler...
Umuyor ve diliyorum ki devamı da gelir.
Çok teşekkürler paylaşımınız için.
Saygılar, selamlar ve tebriklerimle, efendim.