KIVILCIM...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Sana bakıyorum; gözlerim bende değil Demirci körüğü içimde zaman Yürüyebilir miyim söndürüp lambaları Yürüyebilir miyiz umutların dikenli Karanlığa müptela yorgun avuçlarında…’’(Alıntı) Semiren göğün sızılı menkıbeleri ve gül mizaçlı bir şiir dilediğim Rabbimden… Ah, kalemin nasırlaşmamış yüreği Tıpkı içimdeki devingen ve aşka müptela iklim gibi. Seferberliği mi sözcüklerin? Ne gam ne gam. Asla da değil yalan Ve işte telaffuz ediyorum ömürlük yalnızlığı. Şehla gözlerinde şiirin Bir tebessüm dilediğim o sevdalı mizacın. Korunaklı dünyamda sırlar ektiğim gizem geçidi İçimden geçen ne ki yazmadıklarımın yanında? Yangın yeri ortalık Sefasını sürdüğüm o meddücezri yüreğin Bazen kerbela’sı aşkın Bazen ah, bazen şimendiferi sözlüğün Kopup da geldiğim o yaka Uçmak ne ki yazdıklarımı yok saydığında Yok sayılmanın da karesini alıp Çarptığım şehir ışıkları Elbet sinen yürekte saklı telaş Mimarisi ömrün nasıl da tezat Dünde kalan öykümü sonlandırıp Yeniden başladığım bir hikâye. Nemli gözlerim çağlar kuytularda Kukumav kuşları eşlik ederken kulağımdaki şarkılara Bir nazenin gölge gibi sektiğim hece hece Çarpıldığım ettiğim her yemin sonrası Günaha girmesem de ettiğim tövbenin haddi hesabı yoktur Kelamın düşkün kollarına atladığım bir yangından Firar eden o tek kıvılcım Elbet eşleşen kalbime toz kondurmadığım yalın bir dürtü Kimsesizliğin de simgesi iken İçimde kaynayan kazan. Hazandan yana derdim Hesaplayamadığım binlerce dize Dizdiğim alt alta Dindiremediğim bir sağanak Yazmakla bulduğum teselli Umut diye bildiğimse o tecelli Her an vuku bulacakmışçasına Yürek elbet hedef tahtası İspiyonlandığım iç sesim Neşrinde dünyanın kat iziyle sevdiğim Ah, kaç nesil kaç nesil daha sürünecektir nazım niyazım? |
Yüreğine kalemine sağlık
Hayırlı geceler olsun sağlıkla
Sevgiler gönderiyorum güzel yüreğine