Sonsuz Yokuş
birden bire bozuldu
gün bahçelerin karamsar yüzünü gösterdi bize ay ışığının arkasında bir umut yalvardı geceyi söndürüp gündüze vardı içim içime sığmıyordu oysa yeni sayfalarını çevirdim çağın aldım oynadım avuçlarımın içinde o sonsuz bitime vardım eski taşlar yorulduğunu anlatıp bakınca göğün dibine bir anlamsız şikayet kaldı vazgeçtim yalvarmaktan büyüdü ellerimin bataklığı kendi içime battım çırpınıp durdum vermek için sevgimi kalbimde filizlenen kar yalanına yeniden başlayıp nehirlerin ışıltısını yapraklarla süsleyip o koca dağı omuzlarına döktüğümde korkuyorum demiştin bu güzel maviliğin bizi öpmesinden yalnızlık son gülüşlerini bırakıyor bak artık sensizde seviliyormuş bu yaz akşamları beni patikanın ucuna bırak yokuşları yuvarla maviliklere doğru suya düşerken beni öp bir daha bu sonsuz yokuşu çıkmak istemiyorum ve yoruluyorum sana koşarken sadece ardına karışıp seni aramaktan vazgeçiyorum tatlı rüyalar kavuştursun yeter. |