Günah
Sararmış dudakların
mevsimi Mezopotamya yavrusu Gönlümde kişneyen afiyet limanında Bir alegoritma sardalyesine Vurgunum çocuğumsu bahenelere Mim gibi dirsek çürüyen armanın mateminde hülya kuruyorum Ey Alfredo Bir nazlı kelebeksin gönlümde Çiçeklerin kurbağa gibi secde etmeden Sen yâr yüzlü bulutlarda bir çift güneş Birini sana getirdim. Birini insanlara mektup diye düğününü Kuruyorum Arabam düğünüme Hazırken Sen utanıyordum yanıma binmeye Sana vakfettim kendimi Ayet gibi kürsüsünde bir değirmenin Döndüren fındık fıstık Seven yâre semazen huşusu kıble Tatlısı burnunda bir şarkı gibi Adım hıçkırıklarında tutunan yapraklarım yaz rüzgârı Nârında öpülen ateş kangalı Ey Alfredo Gelinliği de bir elmas Hatırına güvertede gemiyim Buzdan vaveylâlarım nazardan Sen görme diye suyu sucumunda bir kavalcı gibi kalırken Güz yapraklarında kaldın Özlüyorum Arkadaş Bir yelpazede çilingir sofrasını Oğlumun oğlusuyla Çitle ardniyetinde kıbleme çağıran cennetine Bir ahvâl kalayım Ey Alfredo Burnum yanık şapkasını öğret bana Gözün dolu bir ezan arkası Çatalın grip olunca Doluyum beni ademe atıfla... Yunus tapancı... |