BAYBURT
Bilin dostlar, Bayburt benim İlimdir,
Asırlardır açılmayan gülümdür, Her savaşta yana düşen dalımdır; Bayburt’u ben, uzaklardan severim; Yad’a düşer, dizlerimi döverim... Güneş batar kalasının burcunda, Alacaklı çıktı gönül borcunda, Zihni’nin gözyaşı vardır harcında; Bayburt’u ben, uzaklardan severim; Yad’a düşer, dizlerimi döverim... Hırçın düşer Çoruh, zaman daralır! Her damın altında yürek yarılır, Harmanın da ekin, dertle karılır; Bayburt’u ben, uzaklardan severim; Yad’a düşer, dizlerimi döverim... Şehit Osman tepesine kar yağar, Gurbet düğüm atar, gelir gam boğar, Rahme düşen bebe, gurbette doğar; Bayburt’u ben, uzaklardan severim; Yad’a düşer, dizlerimi döverim... Kop hıçkırır bilin, ağlar Zigana! Her asırda boğulurken figana, Pak oldum Çoruh’ta ben, yuna yuna; Bayburt’u ben, uzaklardan severim; Yad’a düşer, dizlerimi döverim... Zihni’nin dizinde ağlardı zaman, İrşadi’de arşa çıkarken duman, Dostlar Celali’de hal olur yaman! Bayburt’u ben, uzaklardan severim; Yad’a düşer, dizlerimi döverim.... Hayrettin YAZICI |