İroni ve Elçikabahat gelin olmuş kimse açmamış duvağını meraksız bir kitle seli yıkarken oturduğu evleri bir pire için kedilerin kuyruğunu çekmiş çocuk gibi ! derin bir tırmık izi kalmış ruhunda görmemiş içe akan kanları ölmeden önce bense kinime kin kattım sadece kaynayan akıl tenceremin suyuyla yıkadım yürekleri açılmış beyaz sayfanın gözlerine bastım dilimin nasırıyla duygu sınırlarımı zorlayan bir düşman yoktu ve herkes benim nefretimle büyüyordu öğretiler ; bilgelerin dağarcığına gizlenmiş uygunsuz nicelikler tarifi acemi yalancı işlemeli devasa cepli hırs yelekleriydi bir iblisin çıkarı ; hayallerine tesir etmekti zevkli sevinçli yolun diye gösterdiği ! şeytancıl kişileri lebalebin dibine vurmuş bir ülkeyi seçti ki çırılçıplaktı istismarı-tacizi linçi ünlüydü faili meçhulü-entrikalı geçmişi ve herkes benim mccarthy im’di asıldı gökyüzüne ’ihbar sanatçıları’ tablosu elçiye zeval yok muydu ? u.s.a da temsil-i haktan ceketi paçavradan kısalmıştı kravatı ve çokça hoyrattı prangalı tutsaklığımı suçladı O’nun için, özgürlüğe semboldü ruhumun sessiz haykırışı işgaller meşru kıyımlar legâl savunma haramdı tiz sesiyle anlatı’yordu teslim olmanın hayrını ki mandacının hasıydı pezevenk nakışlı kıl torbası... |
Saygı ve selamlar.