Öpülmemiş bir sırt gibi ateşböceklerinin kadife gözleri...çekiyordun kopara kopara sen ölünce gözlerinle koklarsın gülü "kimseler arayıp da bulmasın "gülünü yaşamın burnu uzundur insandan insan için yalnızlık sezilebilir olmaya yakındır yaşam belki elmadan belki buluttan belki deprem dördüncüyü demedi babam ama dünyayı seyretmek için iyi bir yer kalbin kanıyorum orada göz gözü görmüyor akşam gazelhanın susturduğu düzmece bir hüzzam akşam kıçı kırık makasla boğazlanan kağıt intiharını kahve falı gibi kapatıyor boğazın güzelim kıvrımlarına verniği dökülen geceyarası kirpiğini dolunayın pamuğuyla temizliyor kahpeliği taşlarken küçülen gururun yanağında ayağının tozuyla kötü bir yalana giriyorsun şimdi bir kapı açılsa kaç yuhanna suçların kadar saydamdır hele eski bir beyoğlu tramvay fotoğrafında sana takılan dut yüzlü çocuklar şenliği bir sustalının alnıyla traş ederken içindeki piçliği üç öğün seviştiğin şiirler bilir benim sana olan hiçliğimi dünyayı seyretmek için iyi bir yer gözlerin oturuyorum orada nûru lâl sözcüklerin kirpiğinde durmuşum beş vakti başına toplayan vakitte öylece duruyordum inanmadan gördüklerime kürek kemiğimin arasında gücünü tüketmiş bir mızrakla çıkartmak için gördüklerini… alicengizoyunu (...yakarsa dünyayı garipler yakar ... dünyası aşk olanlar değil...) |