yan yana yürümekten nasıl da çekiniyor omuzlar bizden önce...lisanımızı yedi kelimeye kadar indirgemedikçe bizden önce gözleri dönüyor seslerin yansıyan dokunuşunda bir uzayıp bir kısalan aminler başlıyor bir bozulup bir göveren gamzeler kuruyor yüzünde bütün mimiklerinden anlaşılıyor aşka geldiği elinde kiremit rengi şiirler boynu düzmece bir picasso’da soyunuyor zencefil kokmalara yetmiyor zaman bizden önce çürük gecede emilen pastilin damağımızda duruyor tadı ilk öpüşenin dudağında mevlit şerbeti ilk yatan devrimin kanlı çarşafında bembeyaz uyanıyor üzünçler yerine el üstünde narin yerlerimizi örterek yan yana bulduğumuz her şey nasıl dağılıyor yerlerini değiştirmeden korkuların yan yana gördüğümüz her şey beyazperdede tanrı korkusu ölüm korkusu yükseklik korkusu yan yana yürümekten nasıl da çekiniyor omuzlar bizden önce o duygu bu dil şu anlam oynar durur aynada erimiş cıva gibi tersiyle düzü düzüyle aslı lambanın altında yüz aşk’ın sırı gibi yüzde bizden önce gölgenin kanatları bizden önce artık gevşek dizelerde gargara yapıyor şairler bizden önce manastırlara kapanmak içinmiş günah hocalarla düşermiş göbeğimizin yangısı ne tuhaf bizden önce panzehiri bulunmamış sıkıntının bizden önce aşk paydos saatini bizden önce nazar kurşun döktürmeyi beklemiş bizden önce gramofonları hiç özlemediysek yuh olsun bize hırsızlama aşk paklar şimdi bizi payınca kederli yeterince mağrur başka dilden bir şeydi ama içimizde hayat bir kaybolmuş enik bir susmuş sema bir ücra gömüydü geçmişim bizden önce nasıl çıkacağız bu kıymıkların içinden söylesene… alicengizoyunu (… farkında mısın, hep “biz” dedim, şiirin seninle bir ilgisi yok, aşk’ın var …) |
İmzanızın altındaki notlar ise duvar yazısı... Keyifle okudum yine... Teşekkürler seyahat için...
Saygılarımla....