şu gördüğün sahil tabiatın yumuşak karnı...- neden sek içiyorum biliyor musun? bana bir sandal yap bana bir çocuk yap diyor şerefine dargın yaz tiryakisi kahramanım rakıda su yok karıştırmanın anlamı yok kadehimin keskin yüzüne benziyor yüzün siz kardeşsiniz zaten bu masada bu masalda şu gördüğün sahil tabiatın yumuşak karnı gece uyumadın sabahın ilk ışıklarında yürüyorsun orada ayakların çıplak ellerin mübah gözlerin bağlı bir kadeh daha alıp içmeli hicaz makamı bitmeden eğer ayılırsan durup dururken ruhum vuracak ruhuna az nohut olsun beyazından kendi sesine aşık ergen kızlar raks etsin dilinde gel şiirler okuyup ölesiye öpüşelim suyumsun dudaklarım dile geldi yağmur başlamadan önce kuruyacak her şey ve kimsesiz sen ve kimsesiz ben ve sele akar ölüm sessizce kıyametimizi erteleyip fısıldıyor şerefe ben… ben bir kişiye âşık olacak kadar puşt değildim öznem vurulmuştu yeni bir ad bulana kadar sıfattım kalbinde sıfatıma yağan nur güzelliğinde severken pus öperken kuş sevişirken terli demirdim erirdim gel dediğinde eğildim ölümüne eğildim karanlık hazretlerini gördüm sende bir aşk karşılığında değiş tokuş bütün hayaller harabe adreslerin köhnesinde sevgili dilinde sayısız gizem yolunda kaybettim kazanılmış ne varsa sarmaş dolaş intihar gibi dolandın durdun başımda gece kendine gebeyken iç sancısı derin bir lahza oysa çığlık atacaktım en kalabalık ağzımla yapmadım edipliğime değil edebime ver senden önce uyandım uyanınca sensin diye içtim kalan bi’ parmak aşk’ı aşk karşılığı kader yazıyorum yoksulum kaderimi satıp karnımı doyuruyorum bir insan bu kadar mı güzel sarhoş olur ortalık yerde İÇİMİ döküyorsun alkolün gözü dönüyor dönsün hiç acelem yok öyle oyalana oyalana sev beni içtikçe sev kafan güzelken her şey sana güzel… alicengizoyunu (… gidince demleniyorum , içince değil…)) |