Esfele Sâfilîn
Benim hala umudum var insanlar belaya dünden hazır
Patlamış bombalardır çocuklar Ve aşk Mayası tutan çalacak Beni yola çıkartan bu dayanıklı dert Yetişecek olan umut da fayda vermez Bir kere büküldü mü bükülmez Bir kere öldümü başka ölmez Bozuldu mu bir kere yürek Ne balyoz ne mengene Mermerden başka bir şey bizi düzeltmez Benim hala muradım var Çocuklar dünyaya katışmaz Yorgunluğumun kabzasını sarmalıyor ay Gece bile eskisi kadar güzel değil bu çağda Gözlerim uzaklara Gövdem Rüzgar ve yağmura hayranlık duyardı Onlar beni öldürdü Ben onları sevdim Yaşıyor olmam belki bundan zoruna gidiyor dünyanın Elimi cebime attım sökük astar Bankalar beni hiç hazetmedi ki haklılar da Banklar ve aşklar da Bana ham acıdan Yasakları çiğnemekten bahset Aşk elbette yasal ama zinadır İnancımda bir şey var Günaha yaltaklanacak eğrilikte İhtimalleri hep güzel şeylere yoracak Şeytanı bana ayartacak kadar cılız ve sıska Kötü bir şey Dünya beni yaralaya bilir Ama benim de ellerim boş değil Yarıklarına kazık çaka bilirim Benim elbet merakımın ağzı büzülecek İsanları peşinden sürükleyen o avam cevapları olmayan sualler Umudu putlaştıran o şey Gaflet midir istiğrak mı Neydi o kopmayacak halat Ölümler bile bizi korkutamayacak Gençlik mi o yoksa Eyvah... Geriye dön çağrısı yapılmayacak Neyin haberini bilmek gerekir İnsan Tutulduğu tutunduğu şey ile müstesna Ahmak Benim kalbim güzel demek ile meşhur Biz de secdeye varacak alın bile yok Bizi kanırtacak olan Yorucu bu asırda yaşamış olan çocuklar Yaşamak diyorum Ne kadar tabiri caizse Yumruklarını sıkmış Bizden çok daha zor şeyler ile kavgalı Kimse oruç tutuyorum sanmasın Ve kimse ırkçılık yapmıyorum demesin bu çağda Bir başka Müslümanmış gibi Suriyeliler Küçümsendi Çünkü patlamadı bombalar yanımızda Değmedi evlatların kanları analara Nasıl bir anadır ki o Oğul ölürken şahadeti düşünecek güzellikte İnsanı Ateşten koruyacak bir gömlek olsa bile Biz Modellerini sevmeyiz Anlamış değilim insanları sahiden Babam gelir hep aklıma insanlara bakınca Eskiler İhtiyatla kullanılırdı zaman ve suyu Şimdi zamanın nasıl geçtiğini bilmeyiz Suyun akışını hiç Geçtiyse bir vakit ne kaza ne de bir cibinlik Var mı Bizi ateşten koruyacak bir güç Çiçek değil Beni üzen kara yapraklar Nedir o arı ki Kanı kirletecek güçte Özü mayayı bozacak alçaklıkta İnsanlar insanları anlamamakta dirençli Aldatmak ile meşhur Benim işim değil midir o Yüreğin dağdasını doldurmak Yaşadığım şeylerin başında gelir o Ki acı benim için sadık bir şeydir Sen de beni böyle sevsen ne olur hayat Düşmezdi Bir kaç şey açıklamak ellerime Sorulmazdı yol ayaklarımdan Yazgım Yola gelmeyecekse neden benimle gelir Bana Tükenmeyecek bir ayak ver hayat Yürüyüyor olduğum anlaşılmayacak Yol var ama çatal Bana doğru yolu kim gösterecek Gidiyorum ama gidenlerin nereye gittiğini de biliyorum Tamda bu ya benim Allah ile meselem Benim o şair Yirmi birinci asrı hırpalayan Benim işimdir o İnsanların bütün bilinmez yanlarını ortaya çıkartmak Kimdi sorular soran Ve neden bizi tercih etti Anlamak mümkün olmadığı kesin Bir vaktin çıkmasına neden olan o şey Zaman Neyi gösterdi ki Gözlerimizin gördüğü ne Bir akıl işi değil oysa anlamak Acıya değmeyince Umudun bittiği yerde yaşamak ve Allah yeniden yorumlandı İnsan tapılacak bir şeyi her zaman buldu Paranın alamayacağı güzel bir şey bulmak zorunda olan benim ellerimdi Çocuk gülüşleri kadar berrak Benim elbet bir yoğunluğum vardır Hayat bana açıklamak için yapılmıştır Sırtım hiç bitmeyecek acılara mülhak Bir yem çuvalı gibi dünya Kan omuzlarımda yakışıklıydı Hanidir o, yaşamak her şeye rağmen güzel Kim demiş O sözün mayası bozuldu artık Soluğumu kesen bu çağda yaşamak Boynumu belimi büken ekmek kavgası Ve aşk diye bildiğim bu acı Yazgım desen, bana korkarak yaşamayı öğreten Bana bir kez ugrasaydı şansım Derdim belki güzel Seni öyle sevdim ki dünya Ellerimde çocuk umutları durur Anladım ki insan eşref-i mahlûkattan çok esfele sâfilîn Kıyıya balıklar değil çocuklar vurur Dünya batacak diye bildiğimiz o bilginin Geçerliliği doğruluğu sürekliliği artık ne anlamı var Geçti o vakitler bir mumun erimesi kadar Vicdan ve merhamet mülahaza bile edilmeyecek bu çağda Sana vuruş şansı vermeyecek dünya Bir çelme takma fırsatı sunmayacak Benim mala tutan ellerim Sıvanacak bir cephesi var dünyanın Genç kızlara bakınca aşklarım acılarım bütün iştahıyla kabarıyor Çocuklara bakınca içimde buruk bir sevinç Geçti o güzel yılların arasında çocuklar ve aşk diye bildiğimiz o coşkunluk heyecan Elde ne var Kötü sorular ve daha kötü cevaplar Niçin büyümeliyiz ey çocuklar Benim acılarımdır o bütün anneleri ölen çocukların çektiği sıkıntılar Neydi Geceleri buruk yatanların düşündüğü şey Neydi o beni saatlerce dalıp götürecek olan acı Neydi beni çelen Odağım Kamet ve tekbir arasında sağlam bir şey iken Neydi o niyetimi bozan günah Şeytanı bize sevdiren Nefis mi Tamahkar lanet bir şey Ağlamak belki barışı getirmeye bilir Ama tövbeyi berkitir Artık anladım Zorla yutkunmam gerekmiş boğaza tıkanan o lokmayı Bildim neden doğduğumu Bir kapı kalmadığında kapının gerçek sahibini tanıdım Çocuk kalabilmek neydi onu hatırladım İnsan Eşref-i mahlûkattan çok esfele sâfilîn imiş Onu anladım Ömer Altıntaş |
Sonsuz selâm ve saygılarımla.