Kadavra
Ayaz bitmiş, kış bitmiş; çözülmüş avuçları
Düşünmüyor kadavra, gece nerde kalınır Üflemeden ısınmış ilk kez parmak uçları Sanki bir salıncağın üzerinde salınır Uzandığı masadan etrafına bakıyor İğrentisiz mimikler, gülümseyen yüzler var Son defa gözlerinden bir damla yaş akıyor Belki hala dilinde söylenmeyen sözler var Aralıyor bir neşter içindeki sırları Yaşanmayan ne varsa dökülüyor masaya Anlatıyor yüreği, saçındaki kırları Ne çile çekmiş ise bitmiyor saya saya Oğlan ve kız düşüyor buğulu gözlerinden Bir şiltede üşüyen sol yanı yanık kadın Son kez açılan ağzı ah çekiyor derinden Kadavra diyor herkes, lüzumu var mı adın Avuçları çatlamış; belli sahipsiz biri Teninde fakirliğin gri yansıması var Bütün organlarını sarmış hayatın kiri Okunmayan duası, tutulmayan yası var Boynu bükük umutlar uluorta yatıyor Tatmış her gün eceli, zihni silmiş yarını Sivrilen kemikleri ciğerine batıyor Gösteriyor parmağı amele pazarını Bütün eklemlerinde ağrısı var gecenin Birazcık is kokusu ve biraz küf kokusu Sustukça kilitlenen dilinde her hecenin Buğu buğu oturmuş gözlerine tortusu Herkes artık bilmişti o kimsesiz bir garip Yaşıyorken kaçanlar el uzattı ölünce Tükenen bütün ömür yaşamaktan mustarip İlk defa mesut oldu neşter ona gülünce Anladı ki insanmış senin ve benim gibi Son perdede olsa da bir selam çakan oldu Zamandan çekip aldı, o ebedi sahibi Ne el sallayan oldu, ne ağıt yakan oldu |
Avuçları çatlamış; belli sahipsiz biri
Teninde fakirliğin gri yansıması var
Bütün organlarını sarmış hayatın kiri
Okunmayan duası, tutulmayan yası var
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...