*Gönül Giysisi*
bir garip düş gördüm dolunayda dün gece
ihtişamlı atlastan dokuma bir gökkubbe ince nakış samanyolu saklıydı içinde desenleri sırma ipek işleme üç endaze ölçü verdim terziye diksin esvap gönlüme giysi diye terzi olur verip derhal dedi yıldızlar sa ardımdan sıraya girdi aldım makası solacık elime iş düşürdüm peşin peşin gönlüme kesip en yalın tenhasından kumaşın biçtim gönül gözümle özene bezene dikişte kumaş attı makineden çıktı iplik açılan kesitten kara delik yama aldı gönülden uçup gitti tüm düşler beynimden gece oldu gün yanınca derdinden kaldım ezgisiz bir başıma yüreklen savrulunca notalarım porteden ezgisiz kaldım vazgeçip besteden çekimine girdi yıldızların altıda tüm şarkılarım terk_i diyarda titreşimsiz duran ses tellerimin bir ıslık uzağında misafiriyim boşlukta güz kırığı dal gibi yetim rüzgârda kayıp deli bir yelim kuzeydoğu bir sert poyraz esti samanyolunda nefesim kesildi çarptığım küçük ayıda ayılmak için bol köpük az telve bir kahve içtim dolunay tabak oldu fincanıma fallar kapattım kara bahtıma dünyadan sordum halim nicedir diye sekiz gezegen girdi hepten krize gerilmeden dolayı şaştılar yörüngeyi dünyada sonunda dağıttı ekseni devirler anafora tutuldu gitti karanbole mardukla randevuya yetişemeyince patlamak düştü kızan güneşe kıyamet erken oldu yer küre ve evrende baş edemediler gitti insanî düşlerle kendine gel ey gönlüm uyan artık rüyandan yoksa yıkılacak başına gökkubbe kalacak şeytan yanında bir melek ipek atlas giysi senin neyine gerek üryân geldiğin garip dünyadan yaraşır sana ancak çıplak gitmek... *kiraz çiçeği* Gönül Ersin 21.07.2008 Akçay |