CUMARTESİ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Cumartesi Yalnızlığına…’’(Selim İleri) Noksan bir şeyler saklı havada Havsalası almayan haftanın özgür günü iken Cumartesi En çok da çocukların gözünün nuru Tembel ve miskin bir gün Pejmürde gülüşler, Kızarmış ekmekler Saltanatını sürmekse haftanın Haftada asılı o ağır havadan kaçan Yalnızlık Cumartesiyi muştulayan bir hararetle Tefe konan ılık gökyüzü Kışın da özgür ruhu Bedelsiz gülüşler ve sevişler Hırpani bir güneş Sözcüklerden inşa ettiğim köprü Elbet uzanan göğe Elim ermez gücüm yetmez de hem Yine de dokunulmazlığı var günün. Beyhude bir b/akış Rüzgârın akan rimelinde saklı aşk Aşkın doğasında özlem Gerçi kimlik derdinde iken bunca insan Erguvanlarda gelen burnuma Ve işte ihbarı hapsolmuşluğun Bu gün ne ki? Dünde kaykılan bir gizem Sitayiş yüklü elem Şimdilerde yoksun kaldığım nice hayal Dokunulmazlığı da kalktı hem ömrün Dokunamadığım sabır taşı Varsa yoksa hayatımın İlahi Sırdaşı. Belki üç beş kaygı solan İki arada bir derede kalan kalem Nihayetinde vuku bulacak bir mevsim Olsa olsa dokunan yüreğe İçimde dirhem dirhem nükseden Gözlerimin buluştuğu ufukta saklı ruhu mevsimin Soyut bir alfabede kundaklanan mutluluğum Kibarca tokalaştığım rüzgâr: Mülayim ve sabırlı Nasıl da ihlas dolu. Dolunaya vakit var henüz erken Yine de dolan içime göçen kuş gibi Kanatlarıma doğan güneş gibi Geceyi dahi delip geçen gözlerim Hayatın ve hayallerin hatırına İlla ki Cumartesi Çocukluğumun rüzgârı ve sabah sineması Siması yabancı gelmeyen kimse Ya da hayallerimle avunduğum bir nida Elbet içine düştüğüm bu çukurun da olmalı çıkışı En azından azat edebildiğim ruhum Günlerden ne olursa olsun İçimde saklı elbet bilinmezliğin mutu Hani olur da göçer giderim eskime Eskimeyen şarkılara da serildim mi… |