Söndüm
Dörtnala koşan bir küheylanın,
Kapıldım rüzgârına, Yelelerine tutundum, Bir türlü varamadım, Masallardaki mutluluk diyarına; Kandım... Gizli bir sevda büyüttüm, Yüreğimin baş köşesinde. Aşkı altın tepside sundum, Adını doladım dilime, Titrek sesimde, her nefesimde, Andım... Dışardan bakınca, Uyuyan bir volkandım. Lakin içten içe tutuştum, Kimseler bilmedi, Yandım... Güzeldi hayaller, tozpembe düşler, İçimde palazlanan kuşlar, Hep coşkuyla uçacak; Papatyalar, hercai menekşeler, Dört mevsim açacak sandım. Bitti gel-gitler, fırtınalar, Ayın sulardaki şavkı, Yitti yakamozlar, Dalgaların kıyı ile raksı. Gitti sevda yüklü gemiler, Sustu şen şarkılar, lirik şiirler, Kaçtı gün-gecenin şevki. Puslu şimdi, o ebruli seherler, Vuruldum, yoruldum, duruldum, Çekildim kabuğuma; Sindim... Sevgiyle beslenen bir çınardım, Kurudu dallarım, döküldü yapraklarım, Hazana döndüm. Ve tıkadım kulaklarımı, Yüreğimin hıçkırıklarına. Mavi, yeşil, ela gözler, Şirin, şeker, âlâ sözler, İşve-nazlar, gülen pozlar; Derman olmaz artık, Kalbimi kanatan, cam kırıklarına. Fanusta bir mum gibi, eridim, Söndüm... Kalmadı hevesim, yok yâr sevesim, O dağ gururumu yendim. Vefalı sevdaların, son müdavini, Etten, kemikten bir candım; Kandım, andım, yandım, Söndüm... 25.12.2020 Muhittin Alaca |