Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün önümdeki uçurumlara aldırmadan... asi... onurlu... ve ümitsiz... Bu şehri, bu yıldızları, bu düşleri bu hüznü, bu kederi terk ederek gidiyorum onurumu koyup başımın üstüne kör bakışlardan, sahte dostluklardan yalan hesaplardan uzaklara gidiyorum hoşça kal ayak izim, gönül gizim, yürek sızım hoşçakal...
Varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın o gerçekleşmeyen hayallerim. ardımda yaralı bir yürek kederli bir ömür ve yoksul anılar bırakarak çocuklara veremediğim umudum yarınlara taşıyamadığım sevdamla çekip gidiyorum işte hoşçakal gönlümün nazlısı, bağrımın sızısı hoşçakal...
Gidiyorum başım önümde, gözümde nem duramam artık ey aşk, ey sevdiğim hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde duramam. hiç bir anı kabul etmiyor beni bedenim buz gibi soğuk yüreğim paramparça keder kış kadar soğuk ellerim ardımda yoksul bir sevda ve bana ait ne varsa bırakıp ardımdan gözü yaşlı çekip gidiyorum işte hoşça kal anlımın yazısı, kaderimin küskünü hoşçakal...
Bütün yaprakları dökülmüş dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım çınar ağacını yaslı meçhule giden acılar yüklü bir gemide uğuldayan rüzgarlara sarıp sesimi şarkıların sustuğu, aşkların vurulduğu limanlara gidiyorum sevdiğim hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü hoşçakal
Bir yıldız daha kaymadan gözlerimden sönmeden yüreğimde bir arzu daha ıssız bir köşede bırakıp kırgın gülüşlerimi düşlerimi hüzünlü bir fotoğrafa yükleyip çekip gidiyorum işte ey aşk, ey sevdiğim...
Bir daha yağmamalı bu ihanet yağmurları ağlamamalı bu yürek bir daha yüreğimdeki acıları başka bir acıyla sarıp alıp dağların ve yıldızların gölgesini yanıma yüzümde kış, bakışlarımda kar yorgun akan bir ırmak misali kimsesiz sokaklara bırakıp yalnızlığımı gidiyorum sevdiğim hoşça kal gecelerimin yıldızı, karlı dağların yalnız kızı, canımın özü, gönlümün gözü yar hoşça kal...
Bütün borçlarını ödedim bu sokakların, alacağımı aldım geri dönmez bir mevsimdeyim artık duramam ey aşk bu şehre sığamam bu hüzünle yoksa acılar üşütür beni kar kavurur anılarımı donar bakışlarım üşürüm... üşürüm ey aşk
Sorma nereye, hangi dağın ardına? ne kadar uzağa varır yolum? kim yoldaş olur bana? dönüp gelir miyim yine bahar geldiğinde? çiçek açtığında mor dağlar sorma! ...
Bak akşam vakit tamam uzak yıldızlara gözlerimi ayışığına sessiz gölgelerimi bırakıp yazıp gözyaşlarımı sabah çiğlerine sazımdaki hüznü, içimdeki sızıyı boynu bükük karanfilimi basarak bağrıma yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara çekip gidiyorum buralardan hoşçakal nazlı çocukluğum, sevdalı gençliğim bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar hoşçakal... hoşçakal...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hoşçakal Gönlümün Nazlısı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hoşçakal Gönlümün Nazlısı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Genelde aşk şiirlerine yorum yapmıyorum... Hele...ah canım,gülüm,ölüyorüm...vb...gibi.Çoğunlukla böyle. .... Biliyorum ki siz,"Aşk" kelimesini,daha derin,felsefi ve içi dolu bir tarzda...ve genelde mecazi anlamlar yükleyerek kullanıyorsunuz. .... Saygılar
tek kelime ile harika bir şiir okudum... hüzün ayrılık ince sızı ancak bu kadar net resmedilirdi.. her mısra bir fırça darbesi gibi şiiri boyamış ayrılığın türküsüne... ustaca...
saygılar kaleminize