Kalbim Durmak Üzere
kalbim durmak üzere
gözlerim yağmurlu bir bulutu anımsatıyordu kırık bir cam parçası gibi elim göğsüme batıyordu soğuk bir akşam sessiz bir ölüm karanlık bir umut gibiydim içimde bir çocuk üşüyordu coğrafyası kar altında kalmış bir çocuk yüreğimin güneşe bakan tarafıyla sarıldım ona yasla başını göğsüme dedim yasla ve güneşi solu sakın ağlama sakın gözlerin buğulanmasın sakın yüzün düşmesin sakın şakaklarına soğuk ellerin değmesin dedim ama bir yaranın üstüne elimi koydum kanayan bir yaranın bilmediğim bir yangının ortasında kalmış yüreğim dört tarafım tel örgülerle çevrili ömrümün kalan kısmında ne yaşarım bilmiyorum ne kadar ömrüm kaldı ne kadar nefes alırım ne kadar kalbim atar sevgim ve özlem ekmek kokusu duyuyordum açlığım tenime sarılmıştı toprak kokusu duyuyordum bir yerlere yağmur yağıyordu besbelli ne çok yara almış bedenim ne çok ok saplanmış yüreğime ne çok ıslanmış kirpiklerim bir fırtına göğsüme sarılmış da ben güneşin doğmasını bekliyor gibiydim yüreğimin penceresine çiçekler ektim senin adınla seslendiğim senin adınla sevdiğim senin adınla seviştiğim çiçekler kalbim durmak üzere gözlerim yağmurlu bir bulutu anımsatıyordu bir çocuğun dağılan bilyelerini anımsatan yatağımda kaç zamandır seni arıyorum yine sıradan bir gece yine sen aklımda sen hayalimde sen düşlerimde sen kalbimin içindesin bense kendi bedenimde kayıp bir sandal gibi ne tarafa kürek çekeceğimi bilmiyordum ibrahim dalkılıç 13.12.2020 02.02 izmir |