MAKOŞ (KEDİM)
Ürperir teşrinlerin soğuğundan
Bakar durur bir vakit camdan dışarı Bilseniz, o ne yaramaz ne haşarı Bazen sarkar balkonun korkuluğundan "Miyav" der, sofrasına çağırır Cevizin dalındaki kuşları Sonra kapımda bir tıkırtı bir ayak sesi İçimde bir kıpırtı bir helecan İşte vefanın hüznü güzelleştirdiği an Gezinir durur duvarlarda gölgesi Yılışır, nazlı nazlı ellerime dokunur Görülmemiş sadakatin böylesi An olur serpilir halının üzerine Odamı bir sıcaklık bir mırıltı kuşatır Bir ışık parçası düşer gözlerine Arada birkaç riyasız bakış fırlatır Dışarıda kar, çatıda rüzgâr uğultusu Saadetin en güzel anını yaşatır Bahar gelir çıkarız asude kırlara Koşarız o ağaç gölgesi şu çalı dibi Birlikte dinleriz çalıkta öten Andelib’i Yitirir gibi olurum onu bir ara İçime hicrandan bir ateş düşer Aranır dururum çılgınlar gibi Yağmur mudur yakut mudur gözleri Öyle şiirin öyle naif öyle mülayim Varlığı ki huzur verir her daim Yalnızlıktan müşteki şu günleri Acıtmadan bölüşürüz an be an Ben sevginin böylesini hiç bilmedim Makoş’um benim, güzel kedim! (2020) Ali Rıza Atasoy |