ÖLÜMÜN SESİZLİĞİ
Saatler ilerliyor ölüm sessizliğinde
Hoş sohpetler eşliğinde yudumlanan kahve Güneş yazdan göz kırpıyor perdenin ağaran yüzüne Çocuk kahkaları süslüyor duvarın beyaz teninde Bazen yalnızlığı seviyor insan yalnız olmasada Zamana sığdıracak onca telaş koşuşturmaca Bir adım sonrasını bilemezken insan Düşlerle dolu bir ömür Az sonra hiç hesapta yokken kayacak ayaklarımızın altından Otuz ekim ikibinyirmi... Bizi derin uykuya daldırmak istercesine salladı beşiğinde Kimimiz yanlızdık,kimiz çocuğuna siper olma derdinde Anne şefkati ile sallanmıyorduk Ölüme uğurlanıyorduk belkide Sıradan bir gün değildi üstelik Güneş’de göz kırpmıyormuş Çocuklar ahh çocuklar Gülüşleri süsleyen beyaz duvarlar şimdi zifri karanlık Duyun beni diyorum burası çok ürkütücü Alın yalnızlığımı yanımdan,duyun beni Hiç zamanım kalmadı son nefesim gibi Çaresizliğin telaşı sardı yüreğimi Korkularım yanımda yatıyor sesiz Bense nefessiz Kanayan düşleri görüyorum dokunamıyorum Ne bir adım ötesi nede bir adim gerisi yok işte.. Zaman dilimi yok,düş yok umut yok Karanlık enkaz yığınında Yüreğimde,zihnimde,dilimde kalan sadece dua... Allahım birdaha yaşatmasın hiç kimseye... |
Hüzünlü dizelerinizi beğeni ile okudum.
Dualarınıza içten Amin diyerek
acılarımızla duygularınızı paylaşmayı borç bilirim.
elinize yüreğinize sağlık.kaleminiz eksik olmasın
yüreğiniz esenilkle dolsun şairim