4
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
624
Okunma
bilmek acıttığından olsa gerek,
uyuşturarak ruhunu kalbimin, bilmeden de olsa
başlayacağım kabuklarını soymaya yaralarımın
satırlarıma izole olan sancılarımın
bir, bir sıyrıklarını açıp dokunacağım keşkelerime
acıyla sıvazlayıp gözüm yaşını silkeleyeceğim bilmeden
ve bildiğim her şeye yemin olsun ki
bilmeden açtığım kapıları bilerek çarpacağım,
çarpacağım dünyanın perva(z)sız suratına
ve kuruyan nehirleri yatırıp kirpiklerimin tuzuna
bırakacağım yaşayan "ah" larımı usulca yatağına
bakma, utanır, sıkılır toparlayamadığım cümlelerim
dağınıktır ağrısında, sancısında sayfalarım, kaygılı ağrılarım
b’akma ne olur.. b’akarsan yakarsın her adımda,
yakarsın damla, damla azap olan cehennem sokaklarımı
bir varmışlığımın basamaklarınından iniyorken mecalim
riyakar bir sima ve hafızayla sıvazlama sırtımı n’olur
dokunma alev, alev meçhule giderken yangınıma
yangınım ki, küllendikçe içimde tamamlar zaten ömrünü,
tanımlar emin ol hicranımdaki yanmışlığı, yanılmışlığı
kıvılcımlaştıkça yangın olan ey can..
bir vesaire parantezine defnedilen aşk tabutunu
göğsüme indiriyorum şimdi
ve solmuş bir musalla sessizliğinde bekliyor gözlerim
uykularımın esir düştüğü ezel ve düşlerimin
yasaklandığı ebed bir mezardır yüreğim
tam da defnedilmişken gölgem, gölgem üstüne
yoktur inan ne mecalim ne cesaretim
yaşamı umut ettirme n’olur...
~°~
~°~
~°~