Adı Pembe
Bir gariptir kızın adı pembe.
Okuyamadı. Hayatta okuduğu tek bir roman vardı, Onun adı da bitmeyen çilem. Gülmesini bilmez, gülen herkesi deli sanırdı. İstemesini de bilmezdi ama bir seferinde nasıl olduysa istedi. hani ben de karışayımda ellere öyle, değişsin bir şeyler nasıl değişirse. hadiiiii.. dileği olmazmı! Otuz sekizlik Pembe, soluk dileğini yakalar son trende. Beyaz atı yoktur ama olsun, hiç değilse kendisi ata benzemez vahit’in. Tutarlar bir Apartıman altını, yaparlar düğün salonu. Köşeye koyarlar Nermi’nin döşediği çiçeği, üzerinede yazarlar hani nam olsun diyerek Kütahya Valisi Pembemiz giyer komşu kızından aldığı bol gelinliği, Başlar düğünümüz fukaranın en şanlısıyla. Oyunu da bir gariptir gariplerin, Neyse geçer utana sıkıla. Kafalardaki en heyecanlı kısım takı merasimi. Buda cılız geçer, fakirin takısını fukara takar. Ana babanın takısıda sahte iki bilezik bir gerdanlık. Üçüncü sınıf meşrubatla yenilir kurabiyeler. Davetlilere pasta sözü verildikten sonra, biter pembe’nin düğünü ve başlar asırlık hüzünü. Kafiyemi? unutmadık ama pembe’nin ricası, Şiir oldu garipliğimiz abi bari şarkı sözü olmasın İsmail Hakkı Naganlu . |
Hoş geldiniz,
Ne iyi ettiniz de geldiniz.
Hafızamda hep ayrı bir yeri var şiirinizin.
Görüşmek üzere