Bir Hoşça kal
hoşça kal demeseydin
belki güzel günlerimiz olacaktı içimdeki kış çiçek açacaktı yeniden güneş doğacak yeniden kuş sesleri duyulacaktı başını yasladığın göğsümde şimdi sensizliğin ağırlığı var oysa saçların yüzümde dünyanın en güzel şiiri gibiydi gözlerin güneşim gibiydi hoşça kal demeseydin gözlerim ıslak olmayacaktı ellerim üşümeyecek geceler daha karanlık günler daha zifiri olmayacaktı sarıldığın boynum şimdi dalından düşen yaprak misali gelip geçene kırgın bakıyor avuç içlerimde dikenden bir gül kanayan yüreğime dokunmaya korkuyor hoşça kal demeseydin kent kent sensiz kalmayacaktım maviye siyah demeyecektim yaşamayı ölmek olarak görmeyecektim nefes almayı nefesim kesilir gibi solumayacaktım belki bir daha kalbime dokunmam belki bir daha kimseye sarılmam belki bir daha sevmekten yana olmaz gönlüm belki bir daha kimseye güvenmem belki bir daha yaşamayı düşünmem hoşça kal demeseydin yaralı yüreğim asla kanamayacaktı yatağımda bir boşlukta kalmayacaktım bir uçurumun ucunda yaşamayacak gülen yüzümü kurşuna dizmeyecektim belki şimdi öptüğün dudaklarım kanıyor tuttuğun ellerim üşüyor göğsümde postal sesleri yatağımda mayınlar gecemde sensizliğin ayak izleri var hoşça kal demeseydin bir şiirde daha biz yaşayacaktık mavi bir denizde dalga gökyüzünde mavi bir bulut sokak sokak dilimde bizim şarkımız olacaktı ibrahim dalkılıç 11.10.2020 21.50 izmir |