PaRa DeNiZiNiN PaRLaK FeNeRi
Uğurlu bir aslandı, derya içinde fener,
Ondan ışık alırdı, yüzen bütün gemiler. Sadece fakirlere yardım için yaşardı, Bu uğurda günlerce karlı dağlar aşardı. Trilyonlar toplardı, Konya’dan ve Hanya’dan, Yurtiçi de yetmezdi hatta ta Almanya’dan. Şiir yazma yeriydi garip ütü masası, Bazı yerler yanarken onu aldı tasası. Asker oldu bir zaman, şafağı karanlıktı, Onu yıkan şey ise yârinden ayrılıktı. Böylesi güzel işler yapıyordu eskiden, Artık gelen ağası, paşası oldu giden. Köy, kasaba dolaşır, karton kutu taşırdı, Ne olduğu bilinmez, birdenbire şaşırdı. Dünyadaki son gülü kendisine eş tuttu, Haramzade misali, geçmişini unuttu. Baktı ki bu günlerde, revaçta çöpçatanlık, Parasız denizlerde, neye yarar kaptanlık? Soğuk yolları atıp, sıcak dünyaya daldı, Acep yeni patrondan kaç milyon dolar aldı? Şimdi üstünde döner, yedi renkli ışıklar, Sayesinde sevinir, kıt akıllı âşıklar. Bugün de her işini Allah için yapıyor, Sanmayın ki o yiğit, maddiyata tapıyor. Çok hayırlı bir iştir, evermek insanları, Kızlar ve erkeklerin, bir aşk çeker canları. Ekranlarda bir anda salaklar âşık olur, Kimine zil verilir, kimine kaşık olur. Nasıl olsa izliyor, sizi bütün Türkiye, Haydi kızım göbek at, şarkı içip, türkü ye. Oğlum sen de nazlanma, bak uğurlu “Abi”ne, Mevla’m sabırlar versin, sizlerin sahibine. Hadi durma devam et, saz çaldıkça sen oyna, Bu insan portresidir, bize en güzel ayna. Otla beslenen eşek, tastakinden ne anlar? Siz eğlenmeye bakın, hoş kalın ey insanlar! 22.07.2008 |