Kurşun gibi ağır, hasretlik, firak,
Kendimi bir türlü, bulamıyorum.
Kalbin avucumda, bedenin ırak,
Sensiz ne yaparım, bilemiyorum.
Saplandı sineme, yivli çelik ok,
Yâr, yara sarardı, geleceğin yok.

Kızılcıklar oldu, çıkmadı sesin,
Cayıp da sözünde, durmadın yine.
Kesin diyordun ya, bu sefer kesin,
Saati vuslata, kurmadın yine.
Yersiz vaatlere, artık karnım tok,
Yapraklar sarardı, geleceğin yok.

İkinci baharım, olacaktın ya,
Enfes misk kokunu, saçamadın ki.
Sevda kuşlarını, salacaktın ya,
Kafes kilidini, açamadın ki.
Hayaller yıkıldı, şok üstüne şok!
Düşlerim karardı, geleceğin yok.

Yollarına baka baka azaldı,
Gözlerimin feri, tükendi gitti.
Sanma ki moralim, tek gün düzeldi,
Göğsümün sol yeri, tıkandı gitti.
Mevsim kışa döndü, çok bekledim çok,
Yağmurun, kar ardı, geleceğin yok.

Vefalı aşkların, son kalesiydim,
Çokça sevdim diye, hayli taşlandım.
Sana meftun şehrin, en delisiydim,
Geçti körpe çağlar, gayri yaşlandım.
Yüzümde çizgiler, saçlarımda ak,
Göz altım morardı, geleceğin yok.

Gurur dağlarından, inmezsen inme!
Geceyi şafaklar, elbet boğacak.
Kurudu hevesim, dönmezsen dönme!
Çöllere yağmurlar, er geç yağacak.
Kaldın yaban elde, saldın budak, kök,
Kim olsa sorardı, geleceğin yok.

Ne bir pişmanlık duy, ne boynunu bük,
Varsa hakkım bırak, helal hoş olsun.
Ne bir demet gül koy, ne gözyaşı dök,
Varsın yorgan toprak, yastık taş olsun.
Uğrarsan bir lahza, dua için çök,
Uzunca kabirde, kalacağın yok.

26.09.2020
Muhittin Alaca