Kırk Düğüm’’ve sonra umutsuzluk ağır bastı.. terketti o kuşlar yerlerini.. yurt oldu baldıran otları..’’ .. ne kadar sayfa varsa üstüme yığın her yaprakta yağmalanan ayaklarım tökezleyen dilim adınla hasreti toz toz sürdü tenime .. .. kumlar serpildi yüzüme ince serin kapandı sokaklarıma karanlık ağzıma katranı sundu her sofra.. .. yalnızlık ortasında* yudum yudum içtim gökyüzünün çaresizliğini.. ve şimdi adımlarıma kapanan mabedler korkuya doğan bebeklerin sesiyle boynumda .. oysa saçlarımda baharla bahçemde ilk sevinçle daha çok tebessüm edecektim alacaktım annemin sırtından o yükü yılgın hüznünü taşıyacaktım babamın aişenin kırk düğümüyle.. .. dağıtıp tüm zamanı seyre çıkacaktık göç zamanlarımızda.. belki bir ay ışığında belki azad edilen kölenin son sevincinde.. . tellallerin tebliği şen yüzlü çocukların artık.. ve yine bir boşluk gaibin o sesi minarelerde ayyukta ateş kesmiş avazda.. .. şimdi imgelerimi ağzıma bileyip sıratı yolum belleyip bakıyorum şu koca dünyaya s u s u y o r u m yalnızlık ortasında* ay saklı ve sen firari uykularda bin parça şiirlerle unutma.. unutma aklında tut masivayla dolu gecede en manevi duyguyla nihayet uykumda yakaladım gür hisli o çocuğu.. ve kısada olsa feryâdımı onun gözlerinde boğdum nasılsa sen bilmeyecektin... nasılsa aydınlanmayacaktı o oyuk taşlar .. ’şimdi derlerse unuttu diye.. *kanma sevdiğim* *Ne vardıysa bende seninle gitti*’ Belma. |
Kaldık öyle acıyla yaşamaya
Şiirlerin imgesine yükledik
Bir kağıt kıvrımında aradık bir tutam umudu
Şiirdi tekrar tekrar okunası
Yürek sesiniz susmasın şair
Umutla kalın