UMUDUN ADI KADIN (36)
Canım anam,
ben doğmazdım,olamazdım sen olmadan. Kadınım, kızım, bacım; Sizlerle varolur, sizlerle yaşarım ve sevginizden başka hiçbir güvenim yok benim. Dün ülkemde Sanatçılar Birliği “Kormuyoruz!” dediyse, Birgün Korkusuz Kadınlar Birliği" de bir bildiri yayınlayacak; “İstanbul Sözleşmesi yaşatılsın!” diye(*) Kadın Cinayetleri’ne karşı çıkacak. İşte o zaman Yıldız Kenter başını kaldırarak mezarından; O uysal, o bilge, o kısık sesiyle dingin ve derin fısıldayacak yattığı yerden yeniden bizlere eminim; “Herkesiiiiiiiiiiiğğğ Hapsedemezsiniz kiiiiiiiiiiğğğ...” diyerek, ne demek istedğini anlayacağımızı bilerek. Almaz bacım, almaz kızım, almaz anam almaz! Canımdan çok sevdiğim kadınım; Bu denli zulüme tüm yaşamı tutsak yapsan bile, sığmaz tüm ülke, hapishanelere sığmaz Sen; Sonunu düşünmeden ” İstanbul” adını verdiğin, belkide okumadan kabul ettiğin, alel-acele ailenle imzaladığın bu belgeyi, keyfince yok edemezsin ki! Ancak çıkarsın sözleşmeden, ama sebep göstererek “Neden?” Bu tarihi ve evrensel sözleşme- İstesende-istemesende Dünya Kadınları’nın malıdır, ve korkmadan ve yılmadan her an savunulmalıdır. (*) İstanbul Sözleşmesi’nin nasıl ‘gözden düştüğü’ Erdoğan’a sunulan skandal raporla ortaya çıktı. Rapora göre sözleşme ‘kadını maskülen, erkeği feminen yapıyor, toplumu çökertiyor’. Rapora sitesinde yer veren gazeteci Murat Yetkin yazısında “Erdoğan tarikatların, cemaatlerin ve İslamcı entelijensiyanın baskısında” dedi.(24.07.2020 Cumhuriyet.com) |