UMUDUN ADI KADIN (35)
Deme bana sen; “Anladım!”(*)
Bir kereden bir şey olmaz diyen kadın. İlkin;”Reiz İsterse altına yatarım” ı savun, sonra “Rabbim büyüktür” ile avun, fidanını kendin yeşerteceğine, çocuklarını bademlesinler diye Tarikat’lara, Cemiyet’lere yolla-soldur, ve bunada; “Dini ahlak!” de dur. İşte bu nedenle, hiçbir benzerliğim yok senle! Deme bana; “Anayım, erkek baskısından yanayım, ulu Rabbim bizi böyle yaratmış, erkeği farklılıkla donatmış, o korur-sever-söver, isterse ara-sıra döver, gül biter vurduğu yerde!” Bunda Eşitlik nerde? Neden; Erkek gibi kadın denince güzel, kadın gibi erkek dersen üzer? Zorba denen, kendini üstün sanan kişi, istemez kadının onu tenkid etmesini, ayıptır! Hele-hele eşitliği kabul etmesi, onun için kaybıdır, Bana de ki;” Farklıyım, hem güçlüyüm, haklıyım, yaratırım Ana’ca, düşünürüm Kadın’ca, sever-besler-paklarım, bil ki insandır adım ezeni de haklarım!” Varsın; Adın “erkek gibi kadın” kalsın Bense “kadın gibi erkek” olayım her nedense? Onlarsa ayıp ve kayıplarıyla yansın, umudun adı kadın. (*) Bu dizeler Sayın Mine Söğüt Hanımın 22 temmuz tarihli Cumhuriyet Gazetesi’demi “Katil Ahlak” köşe yazısından esinlenerek yazılmıştır. Okumanızı öneririm. |
aydınlık denilen çokça da bu değil mi zaten usta,
kabullenenlerin zulmünü aydınlatmaya çalışmak...
eyvallah.