Biz geldik ya Rab!
Bir avuç yüreği güzel insanlar için yazıyorum bunları.
Her biriniz bir yerlerde yaşıyorsunuz. Sizler, kiminin başı dünya telaşında. Kiminin ki seyr-ü sefada. Biliyorum... Ve yürüyorum... Omuzlarımda ağırlaşan bir pazartesi. Yürüyorum, ayaklarım yollar için çok kısa. Çocukların yorulduklarını görüyorum geçtiğim yollarda. Duralıyorum... Darılıyorum Allaha. Bütün anne ölülerini kaldırıyorum içimden. Ülkemin en ücra köşesinde ağlayan çocuk, annen ölmedi. Yürüyorum, şairin adımlarımdan korkuyor karıncalar. Yorgun bir toprak ölü vermekten. Ayaklarım böcek cesetlerine oldukça tanık. Yahut sanık... İnsan öldürmekle meşhurmuş anne. Seni ben öldürdüm. Bir şiirlede yıkadım. Ben ki çocukların gözyaşlarında hep bir umut olarak yeşermek isterdim. Bir avuç yüreği güzel insanlar için yazıyorum bu şiiri. Bir ikindi vakti yazıyorum. Anne üzüntüsü ile. Yürüyorum, bir müziğe satıyor kendini ruhum. İstemsiz götürüyorlar beni. Parklardan, dükkanlardan, inşaatlardan geçiyorum. Ve sonra bir babayla tanışıyorum. Kafasında gülümseyen bir baret. Bir baba ki tırnakları hep çamur, rızık. Omuzları bir dağ gibi. Şapka çıkartıyor Toroslar, Himalayalar. Ve yürüyorum... Uzaklarda bir bank. Kimsesiz bir bank kafamı okşuyor. Babamın gülüşünü anımsıyorum. Buruk bir yanımla kalkıyorum. Tekrar yürüyorum... Çay molası yok bu hayatın. Devlet yürütüyor bizi. Bir gökyüzü kaldı ücretsiz. Ölmek de masraflı şimdi. Yatmak için bile toprak satın alıyoruz. Halimi soran anam da yok. Bir avuç güzel insanlar bir avuç toprakla gömüldüler. İşte yürüyor... Yürüyoruz... Çocuklar, anneler, babalar ve masumlar... Bir avuç da olsa yüreği güzel kim kaldıysa. Yürüyoruz... Özlemek bitmiştir. Parantezler, mengeneler, çiviler kapatıyor şimdi bizi. Eve gelmemin mutluluğu ve yorgunluğu. Biz geldik, ya Rab! Ömer Altıntaş |
Biz geldik ya Rab!
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...