Yangın
Ah Can!
İçimdeki yangını hissedebiliyor musun? Yanmak... Yanmak nasıl bir duygudur bir bilsen, Anlatmak vardı lisanımın döndüğünce anlatmak... Ama bize düşen sanırım susmak. Bazen sükut da anlatmak gibiymiş anlayabilene, Öyle çok anlatıyorum ki! Anlatamam Can. İçimizde büyütüyoruz yaşadıklarımızı, Bazen ölüyoruz, Bazen diriliyoruz. Hayat içimde ne çok çelişki barındırıyor. Anlamak için sanırım zaman gerekiyor. Duyguların dili yok, İçimde yaşayan şehirler kimliklerini kaybediyor, Unutuyorum bazen yaşadıklarımı, Bazen de halının altına süpürüyorum hoşlanmadığım gerçeklerimi. Yaşamak var yaşamak! Herkes gibi ben de yaşamak istiyorum. Bazen benim de derdim konuşulsun istiyorum. Lakin unutulmak varmış unutulmak. Herkesin yangını kendine göreymiş, Kimi şubat ayazında yanıyor, Kimi serseri kurşunun önünde can çekişiyor. Hayat ne garip Can! Tam oldu derken her şey, Bir anda kayboluyor her şey. Zamana ne çok anlam yüklüyorum bir bilsen. Zamanı gelince her şeyin sonu gelecek mi? Öyle olsaydı dünya, güllük gülistanlık olmaz mıydı? Kendimi aldatıyorum kendimi. Gerçek olanın sonu yok. Evet umut var hayatta, Umut olmasaydı yaşamak da olmazdı. Ama zaman gelecek her şey bitecek diye bir olgu yok. Yüzleşmek gerekiyor sanırım her şeyle. Ya da kabullenmek... Kabullenmek ya! Kabullenmek... Her şeyi olduğu gibi kabul etmek. Belki hayata yeniden başlamak... Belki o zaman içimdeki yangın sönüverir. Ne dersin Can! Her şeye yeniden başlamak Yaşananları unutturur mu? |