6
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
912
Okunma

HEYHAT
Çilekeş çeşmesinden içerken ab-ı hayat
Dimağın eleğinden geçip gidiyor heyhat
Can çıkmadan çıkmaz ki soy müzmin huyu bayat
Yüreğin beleğinden göçüp gidiyor evlat...
Kevek karlar koynunda uyuyorken kâinat
Flamingo raks eder zalim avcıya inat
Huma engin uçarken yamaçlara istinat
Yüreğin teleğinden uçup gidiyor halat...
Şu ömrüm de ilk defa aşk nazını güderken
Aklım yitip gidecek ömür bitip giderken
Ağ göğsün al gülüne son kez veda ederken
Yüreğin yeleğinden kaçıp gidiyor vuslat...
Gözlerini kırpmadan yıldızların bütünü
Kızıl lav da yansa da bedeninin bütünü
Abdestsiz emzirmezken Nazo berrak sütünü
Yüreğin küleğinden içip gidiyor cellat...
Ak saçlı sayfaları arşınlarken divit uç
Ağ yara şiir yazdım kanadına tak da uç
Mürekkep manaklarken Şimşeğim sılaya uç
Yüreğin bileğinden pişip gidiyor balat...
Nafize
30-6-2020
02.00
Dost kalemlerden
Derdime dermanım, olsa da olmasa da
Halimden gül açarım, ekme kalsın masada
Aşkın gül yağmurları, yağsın bizim hasada
Bereketi gelirde, harmanında yeli illet..........Ahmet Kara beyefendiye Teşekkürlerimle
Heyhat: Tiyatral bir etkisi olan heyhat kelimesi
Özellikle sanat açısından çok fazla duyulan sözcüklerden biridir.
Ab-ı hayat: hayat suyu. Can suyu
Dimağ; Beyin.
Müzmin: süreğen. Uzun süreli. (ne kadar süreceği belli olmayan)
Kevek kar: yeni yağmış yumuşak kar.
Kainat: Evren.
Engin: çok yüksek. Uçsuz bucaksız.
Vuslat: Sevgiliye kavuşmak.
Külek: yağ, bal, pekmez koymaya yarayan, kapaklı tahta çukur kap.
Arşın: eskiden kullanılan bir uzunluk ölçüsü. (68 cm eşit)
Sıla: memleket.
Balat: Yazın terimi.
Batı şiirinde efsanemsi
Masalımsı çoğu zaman acıklı
Kimi zaman gülünç olayları
söylenti niteliğindeki eski hikâyeleri işleyen
3 uzun 1 kısa bentten oluşan bir nazım biçimi ve türüdür.
Balad, Ortaçağ’da danslara eşlik eden öykülü kısa lirik şiirlerdi.
Manak: Kaşık biçimine getirilen yufka ekmek. Biz manak diyoruz.
Bazı yöreler banak diyor.