Teslim oldum hayat
Yazılabilecek bütün şiirleri yazdım.
Rahatım. Şimdi ölebilirim. Bir fatiha okuyun isterim bana sevdiklerim ve çocuklarım. Ceketimi alıp çıkıyorum şimdi hayatızdan. Olup bitti. Görüldü yaşanabilecek her şey. Açlıktan ölenler, çocuklar, anneler, kadınlar... Görüldü acılar... Her gün... Her gün... Belki de hala göremediğimiz yerlerde acılar var. Bitmedi. Bitmeyecekte biliyorum. Yalanların, kahpelerin, hilekar, iyi yüzlü, çivisi çıkmış dünyanın düzelmeyeceğini anladığımdan gidiyorum. Bu şiiri buraya perçinleyerek, yorgunluğumu da alıp gidiyorum... Ah çekişlerim, hüznüm, omuzlarımı bir mengene ile kendime yeniden bağladım. Konuşmuyorum artık kimseyle. Gözlerim anlatsın bunu size. Her gün her yerde kafamda şiirler kuruyorum. Nedendir bilmem. Bazı saçma, bazı anlamlı, bazı da; Yalnız kalmış, kimsesiz benim gibi yetim kelimeleri seçiyorum kendime. Her gün şiir yazıyorum. Bunun neresi güzel? Sürekli saate bakmaktan yorgunum. Sabah olsa da işe gitsem diye beklediğim geceler bitmiyor. Adını her yazışım da elimin titrediği zamanlar oluyor. Rüyalar görüyorum. Bir rüyamda kızım ölüyor, diğerinde sevdiklerim. Doğmamış kızımın adını düşünüyorum sonra. Vera’ m... Ne için geldin bu dünyaya sen? Dünya ki bir kız çocuğuna karşı acımasız. Ölelim mi kızım? Kuşlarımızla, şiirlerimizle gömsünler bizi. Kanat çırpan bir yüreği varmış desinler. Bir sabah ansızın uykuya dalar gibi. Gitmek ister ya bazen insan. Göçmen kuşları gibi iltica edelim, en güzel pencereler de bile durmayalım. Ben öyle bilirim ki, çocuklar, masumlar ve anneler. Yüksek bir irtifada bizi bekliyorlar. Çünkü hayat, dünyada ne sığınacak bir yuva, ne de tutunacak bir dal bırakıyor onlara. Hayat, sen ki yağmurdan izlerim seni. Balkondan... Sevdiğim çiçekler ekili. Her sabah yüzümüze gülersin. Akşam olunca ince bir sızı... Ben ki, hayat denen şiirde bir yarım uyak. Anlatacak şeylerim var. Tomurcuk vermesini beklediğim çiçekler, umutlarım var. Çocuklar var. Bizi anlayan, anlatan... Anlamadığım bir şey ise, karışık bir yazı var alnımda. Bana sunduğu bu yemek, sahiden yemek mi? Yoksa intikam mı? Ben ki hayata anlam veremiyorum artık. Dersini veremediğim bir okuldu bana hayat. İnatla beni dünyanın gafletine sefilliğine çektikçe çırpınıyorum. Kanatlarından vurulmuş bir güvercin gibi. Çamura bulanmış bir yanım. Kırık dökük, uçmaya çalışıyorum. Kuşlarımın çoktan öldüğü bir zamanda. Boynum bana ağır artık. Babamın ağladığını gördüm. Anamın toprakta yattığını.... Beni bırak hayat, teslim oldum. Öldürmek istiyorlar bizi. Yazılabilecek bütün şiirleri yazdım. Rahatım. Ölelim... Çocuklar bunu anlamayacak. |