GÜN GEÇTİKÇE
Gün geçtikçe;
Bir Eylül havası doluyor içime Ağaç bir başka oluyor dal bir başka oluyor Yaşama sevincime çarpıyor düşen her yaprak Olan içimdeki aşka oluyor. O yalın çocukluğum düşüyor aklıma sonra Hatıralar gelip geçiyor içimden Kâh yanmışlığım, kâh ıslanmışlığım… Bazen dingin, bazen yorgun. Bir ağaç gövdesine yaslanmışlığım… Sofalarda pekmez kokusu Dudaklarımda kızılcık tadı Akşamları kavaklarda ötüşen kuşlar Sabahları çimenlere düşen kırağı Ve ceplerimi şişiren üç beş ceviz. Kimin umurunda afili sofralar Kimin umurunda ekmek, Kimin umurunda aş. Bütün sermayem bir değnek, bir taş Buğday başaklarıyla ağaran şafaklar Uykumun üstüne kızaran ufuklar Yatağım Yastığım Yaşıma mukabil Payıma düşen huzur. Kim geri getirebilir ki artık o bayramları, O düğünleri… Heyhat! Doludizgin geçtik o günleri Bir Eylül havası doluyor içime Bütün hülyalarım beyhude artık Yüzümde keder, kalbimde hasret Dilimde bir yığın keşke oluyor Nefes aldıkça ben Olan içimdeki aşka oluyor. Aydın YÜKSEL-ANKARA 16.05. Cumartesi-15:46 |